Gündem Atlas Arkeoloji İsviçreli Arkeolog Zangger: Türkiye Arkeoloji için gerçek bir cennet

İsviçreli Arkeolog Zangger: Türkiye Arkeoloji için gerçek bir cennet

İsviçreli arkeolog Eberhard Zangger, Türkiye'nin arkeolojik alanlarının eşsiz korunmuşluğuna dikkat çekti. Türkiye'nin, Mezopotamya ile Yunan kültürü arasında köprü görevi gördüğünü vurguladı ve keşif potansiyelinin büyük olduğunu belirtti.

İsviçreli Arkeolog Zangger: "Türkiye Arkeoloji İçin Gerçek Bir Cennet"

CENEVRE (AA) - İsviçre’de çalışmalarını sürdüren Luvi Araştırmaları Vakfı Başkanı Arkeolog Eberhard Zangger, Türkiye’deki arkeolojik alanların korunmuşluk düzeyinin kendisini derinden etkilediğini belirterek, "Türkiye arkeoloji için gerçekten bir cennet" dedi.

Zangger, vakfın yeni bulgularını içeren “4 Bin 200 Yıllık Gümüş Kadeh Dünyanın En Eski Evren Görüntüsünü Ortaya Çıkarıyor” başlıklı rapor ile Türkiye ve Anadolu’nun arkeolojik araştırmalar açısından önemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İnsanlık tarihi boyunca birçok kültürün evrenin yaratılışına dair çeşitli efsaneler geliştirdiğini belirten Zangger, "Milattan önce yaklaşık 2600'e ait Sümer çivi yazılı tabletlerde tanrıların göğü ve yeri ayırarak evrende düzeni nasıl tesis ettiklerini anlatan metinler bulunuyor." ifadelerini kullandı.

Luvi Araştırmaları Vakfının son raporunda yer alan ve Filistin topraklarında bulunan Ayn Samiye’ye ait 4 bin 200 yıllık gümüş kadehe değinen Zangger, bu eserin dünyanın en eski kadehi olarak bilindiğini belirtti.

Zangger, “Bu keşif, daha önce birbirinden kopuk görülen birçok eseri bir bütün içinde anlamamıza imkan tanıyor. Mezopotamya’dan Güneydoğu Avrupa’ya uzanan kültürel geleneklerin nasıl şekillendiğini görebiliyoruz.” dedi.

Kadeh üzerindeki sembollerin Göbeklitepe’ye ve 11 bin 600 yıl öncesine uzandığı yönündeki bilgilere de değinen Zangger, “Bunu kesin olarak bilmiyoruz, ancak bazı ikonografik öğelerin Göbeklitepe’de de karşımıza çıkması oldukça dikkat çekici. Arkeolojinin çözmesi gereken en önemli konulardan biri, Göbeklitepe’nin Çanak Çömleksiz Neolitik dönemi ile Truva’nın Tunç Çağı arasındaki boşluğu doldurmak.” ifadelerini kullandı.

"Anadolu düşünce tarihinin merkezinde"

Zangger, Şanlıurfa yakınlarındaki Lidar Höyük’te bulunan prizmanın, Mezopotamya’dan Güneydoğu Anadolu’ya uzanan sembol dolaşımı tezlerinde önemli bir halkayı tamamladığını söyledi.

Anadolu’nun tarım, hayvancılık ve köy yaşamı gibi insanlığın en erken başarılarının ortaya çıktığı bir coğrafya olduğunu vurgulayan Zangger, “Anadolu’nun düşünce tarihindeki gerçek rolünü açığa çıkarmada henüz yolun başındayız.” dedi.

Son 10 yıldaki araştırmalarının, Anadolu’nun Sümer dönemi Mezopotamya ile klasik Yunan kültürü arasında hem coğrafi hem kronolojik bir köprü işlevi gördüğünü ortaya koyduğunu belirtti.

"Türkiye’deki keşif potansiyeli muazzam"

Doğu Akdeniz’in birçok ülkesinde yaklaşık 20 yıl boyunca araştırmalar yürüttüğünü belirten Zangger, Türkiye’deki alanları kendi inisiyatifiyle ziyaret ettiğini kaydetti.

Zangger, “Türkiye'deki arkeolojik alanların sayısı, büyüklüğü ve korunmuşluk düzeyi beni derinden etkilemişti ve hala da etkiliyor. Türkiye arkeoloji için gerçekten bir cennet. Bu yalnızca Yunan ve Roma dönemlerinden bilinen yerleşimler için değil, Tunç Çağı’nın yerli Anadolu kültürleri için de geçerli.” ifadelerini kullandı.

Anadolu’nun erken dönem kültürleri hakkında hâlâ şaşırtıcı derecede az bilgi bulunduğunu belirten Zangger, bölgedeki keşif potansiyelinin çok büyük olduğunu ve Akdeniz arkeolojisinde yeni dönüm noktalarına ışık tutabileceğini sözlerine ekledi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *