Ankara’da Diplomatik Buluşma
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ankara Sanayi Odası (ASO) tarafından Ankara Etnografya Müzesi’nde düzenlenen 14. Geleneksel Büyükelçilikler Resepsiyonu’na katıldı. Burada yaptığı konuşmada, küresel ve bölgesel meseleler ile Türkiye’nin ekonomik ve sosyal politikalarına dair önemli açıklamalarda bulundu.
Küresel Zorluklar ve Türkiye’nin Konumu
Riskler ve Fırsatlar
Yılmaz, içinde bulunulan dönemin küresel ölçekte ciddi sınamalarla dolu olduğunu belirtti. Yakın coğrafyadaki çatışmalar, ekonomik belirsizlikler ve olumsuz gelişmelerin ülkeleri çok boyutlu krizlerle karşı karşıya bıraktığını ifade etti. Ancak Türkiye’nin siyasi istikrarı, güçlü kurumsal yapısı ve kararlı politikalarıyla bu süreci etkin bir şekilde yönettiğini vurguladı.
“Bu dönemde uluslararası alanda riskler kadar, ortaya çıkan fırsatları da dikkatle takip ediyor ve özellikle bu fırsatları değerlendirmek için konumlanıyoruz,”
diye konuştu.
Ekonomik Hedefler
Yılmaz, Türkiye’nin 2025 yılı sonu itibarıyla milli gelirinin tarihte ilk kez 1,5 trilyon doları aşacağını ve kişi başına gelirin 17 bin doların üzerine çıkarak yüksek gelirli ülkeler ligine adım atacağını belirtti. Ayrıca, 2023’te yüzde 3,3’lük bir büyüme öngördüklerini, bu oranın dünya genelinde büyüme tahminlerinin aşağı yönlü revize edildiği bir ortamda makul olduğunu ifade etti.
“Dünyada büyüme tahminlerinin aşağı yönlü revize edildiği, dünya ticaretinin büyümeden de daha gerilere revize edildiği bir ortamda bu büyüme hızının oldukça makul olduğunu ve dezenflasyon politikalarımızla da tutarlı olduğunu düşünüyoruz,”
dedi.
Enflasyonla Mücadele ve Sosyal Konut Hamlesi
Dezenflasyon Süreci
Enflasyonla mücadelede önemli adımlar atıldığını belirten Yılmaz,
“Haziran 2024’ten itibaren enflasyonda kesintisiz azalma süreci yaşayarak toplamda yıllık enflasyon oranında 42,5 puanlık önemli bir gerileme kaydettik. 2025 yılı sonu itibarıyla yüzde 30’un altına inmiş bir enflasyonu bekliyoruz,”
diyerek 2028 perspektifinde enflasyonu kalıcı olarak tek haneli rakamlara düşürmeyi hedeflediklerini ekledi. Ayrıca, cari işlemler açığını 2028’de yüzde 1 gibi sürdürülebilir bir seviyeye çekmeyi planladıklarını vurguladı. “2028 perspektifinde, 3 yıl sonrası için enflasyonu kalıcı bir şekilde tek haneye düşürmeyi hedefliyoruz. Cari işlemler açığını yüzde 1 gibi sürdürülebilir bir seviyeye taşımak istiyoruz,” dedi.
Sosyal Konut Projesi
Enflasyonda katılığın en yüksek olduğu hizmet sektörlerinde kira sorununun öne çıktığını ifade eden Yılmaz, sosyal konut projelerine ağırlık vereceklerini duyurdu.
“Sosyal konut arzına önümüzdeki dönemde büyük bir ağırlık vermeyi düşünüyoruz. Bütçemizde ilk defa sosyal konut için 100 milyar liralık bir kalem açtık ve TOKİ’ye buradan destek olacağız,”
diyerek yeni bir sosyal konut programının Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı liderliğinde hayata geçirileceğini belirtti. Programın, afetlere dayanıklı, enerji verimli ve satın alınabilir 2+1 dairelerle sosyal adalet ve dezenflasyon politikalarına katkı sağlayacağını vurguladı. 
“Ancak yeni demografimizi de dikkate alarak sosyal konutu 2 artı 1 şeklinde artık planlıyoruz. Çok daha iyi planlanmış, enerjiyi iyi kullanan, afetlere karşı dayanıklı, diğer taraftan işletme maliyetleri düşük, satın alınabilme bakımından avantajlı bir şekilde sosyal konut programımızı hayata geçireceğiz,”
diye ekledi.
Ankara’nın Ekonomik Potansiyeli ve ASO’nun Rolü
Başkentin Ekonomik Gücü
Yılmaz, Ankara’nın yalnızca siyasi ve bürokratik bir merkez değil, aynı zamanda güçlü bir ekonomik hub olduğunu vurguladı. 14 organize sanayi bölgesi, 14 teknoloji geliştirme bölgesi, 157 Ar-Ge ve 39 tasarım merkeziyle Ankara’nın yüksek teknoloji ve katma değerli üretimde öncü olduğunu belirtti. Savunma sanayi, havacılık, tıbbi cihazlar ve makine sektörlerinde Ankara’nın katkısının Türkiye’nin küresel rekabet gücünü artırdığını ifade etti.
ASO’nun Vizyoner Projeleri
ASO’nun projelerinin Ankara’nın ekonomik başarısında önemli bir rol oynadığını belirten Yılmaz, ASO Teknoloji Üssü Projesi’nin 800’den fazla firmaya ev sahipliği yapacağını, 18 bin kişiye istihdam sağlayacağını ve 1,5 milyar dolarlık ihracat imkânı yaratacağını söyledi. “Hükümetimiz bu projeyi ele aldı ve buna destek olma kararı verdi,” diyerek projeye verilen desteği vurguladı. Ayrıca, Temelli’de kurulacak ASO Serbest Bölgesi’nin yabancı sermayeyi çekeceğini ve 40 bin kişilik istihdam oluşturacağını ekledi.
İsrail’in Saldırılarına Sert Tepki
Katar’a Yönelik Saldırı
Yılmaz, İsrail’in uluslararası hukuku ihlal eden saldırılarını kınayarak, özellikle Katar’a yönelik son saldırıyı lanetledi.
“Dost ve kardeş ülke Katar’a yönelik yapılan saldırıyı bir kez daha kınıyor ve lanetliyoruz. Uluslararası hukuka açık bir ihlal teşkil eden bu saldırı aynı zamanda barışa aracılık yapmaya çalışanlara da doğrudan bir saldırıdır ve İsrail yönetiminin barıştan yana olmadığının, barışa niyeti olmadığının da en açık göstergelerinden bir tanesidir,”
dedi. Uluslararası toplumun İsrail’e karşı daha etkin yaptırımlar uygulaması gerektiğini vurguladı.
Filistin’e Destek ve Barış Çağrısı
İsrail’in eylemlerinin yalnızca bölgesel değil, küresel adalet kavramını da tehdit ettiğini belirten Yılmaz, uluslararası dayanışma ile Gazze’ye insani yardım ulaştırılması ve iki devletli çözümün hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etti.
“Bu tablo karşısında uluslararası kuruluşların, sorumluluk hisseden tüm ülkelerin çok daha etkin ve İsrail yönetimini zorlayıcı tedbirler almaları artık bir gereklilik haline gelmiştir,”
diyerek Türkiye’nin Filistin halkının yanında durmaya devam edeceğini vurguladı.
AB ile İşbirliği ve Ukrayna-Rusya Çatışması
AB ile Pozitif Gündem
Yılmaz, Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerde pozitif bir gündem oluşturmayı hedeflediklerini belirtti. Gümrük Birliği’nin modernizasyonu ve vize kolaylığı gibi konularda kazan-kazan anlayışıyla ilerlemek istediklerini ifade etti.
“İnşallah bu liderliği Avrupa Birliği de gösterir, hep birlikte farklı bir gündemle yola devam ederiz diyorum,”
dedi.
Ukrayna-Rusya Savaşına Diplomatik Çaba
Ukrayna-Rusya savaşının sona ermesi için Türkiye’nin tüm diplomatik gayreti gösterdiğini vurgulayan Yılmaz,
“Bu çerçevede Ukrayna-Rusya savaşının sona ermesi, oradaki yaşanan trajedilerin sonlanması için de Türkiye Cumhuriyeti olarak elimizden gelen tüm gayreti, tüm diplomatik gayreti sarf ettiğimizi, tüm taraflarla konuşma yeteneği olan bir ülke olarak barışa ve huzura, istikrara, ortak amaçlarımıza hizmet etmeye devam ettiğimizi de ifade etmek isterim,”
diye konuştu.


