Fransa’da yaklaşık 9 aydır görevde bulunan Başbakan François Bayrou’nun azınlık hükümeti, kendi isteğiyle gittiği güven oylamasında parlamentodan yeterli desteği alamayarak görevden ayrıldı. Böylece 1958’den bu yana Fransa’da kendi inisiyatifiyle güvenoyu almayı başaramayan ilk hükümet oldu.
Ulusal Meclis Genel Kurulu'nda yapılan olağanüstü oturumda gerçekleşen oylamada, Bayrou hükümeti lehine 194 milletvekili oy verirken, 364 milletvekili güvensizlik yönünde oy kullandı. Bu sonuçla Bayrou'nun kurduğu hükümet parlamentodan güvenoyu alamayarak düştü.
Fransa’da bugüne kadar hükümetler 41 kez güven oylamasına gitmiş, bunlardan yalnızca ikisi muhalefetin sunduğu gensoru önergesiyle görevini kaybetmişti. Bayrou hükümeti ise kendi talebiyle güvenoyu isteyen ve reddedilen ilk hükümet olarak kayıtlara geçti.

Oylama öncesi, Meclis oturumunda siyasi partilerin temsilcileri görüşlerini paylaştı. Oturuma zaman zaman sert tartışmalar da damgasını vurdu.
Başbakan Bayrou, yaptığı konuşmada, güven oylamasına gitme kararını bir "doğruluk testi" olarak nitelendirerek tarihi bir süreçten geçildiğine işaret etti.
"2000 yılından bu yana diğerlerinden daha az üreten bir ülke haline geldik."
diyen Bayrou, yaklaşık yarım asırdır ülkenin dengeli bir bütçeye sahip olmadığını dile getirdi. Ülkenin ekonomik sorunlarına da değinen Bayrou,
"Ülkemiz çalışıyor, zenginleştiğini düşünüyor ancak her yıl biraz daha fazla fakirleşiyor." ifadelerini kullanarak, yaşanan borç krizini "iç kanama" benzetmesiyle tanımladı. Bayrou, borçlara teslim olmanın askeri baskıya boyun eğmekle eşdeğer olduğunu savunarak, "İster silahlarla ister bizi aşan borç nedeniyle alacaklılar tarafından baskı altında alınalım her iki ihtimalde de özgürlüğümüzü kaybediyoruz."
dedi.

Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un partisi Rönesans’ın Meclis Grup Başkanvekili Gabriel Attal, parlamentonun halkın güvenini sarsmadan çözüm üretmesi gerektiğini ifade ederek hükümetin düşmesinin Fransızların siyasete olan inancını zedeleyeceğini söyledi.
Muhalefetteki Sosyalist Partisi adına konuşan Grup Başkanvekili Boris Vallaud ise Cumhurbaşkanı Macron’u, yaşanan siyasi krizin baş sorumlusu olarak gördüklerini belirtti. Hükümete destek vermeyeceklerini tekrarlayan Vallaud, "Sayın Başbakan, yenilginizi zafere çeviremeyeceksiniz." diyerek Sosyalistlerin yeni bir hükümet kurmaya hazır olduğunu açıkladı.
Aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisi’nin Meclis Grup Başkanvekili Marine Le Pen ise güven oylamasının ardından Cumhurbaşkanı Macron’a Ulusal Meclis’i feshetmesi çağrısında bulundu. Bayrou hükümetini ağır sözlerle eleştiren Le Pen, "Yürüttüğünüz kötü (politikaların) yasını kameralar önünde tutamazsınız." ifadesini kullandı. Le Pen ayrıca, Meclis feshedilmediği takdirde ülkenin kilitlenebileceğini savundu.

İktidar ortağı Cumhuriyetçiler Partisi adına konuşan Grup Başkanvekili Laurent Wauquiez ise, hükümetin düşmesi durumunda Sosyalistlerin aşırı solun politikalarını benimseyerek kuracağı olası bir hükümete destek vermeyeceklerini dile getirdi.
Boyun Eğmeyen Fransa Partisi Grup Başkanvekili Mathilde Panot ise 5. Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir hükümetin güvenoyu alamadığı için düştüğünü hatırlatarak, "Macron'u kurtarmaya çalışanların hepsi onunla beraber düşecek." açıklamasında bulundu.
Daha önce Michel Barnier’in başbakanlığında kurulan merkez sağ hükümet, görevde yalnızca 3 ay kalabilmiş ve Aralık 2024’te bütçe anlaşmazlığı nedeniyle muhalefetin gensoru önergesiyle düşürülmüştü. Bu gelişmenin ardından Cumhurbaşkanı Macron, François Bayrou’yu 13 Aralık 2024’te başbakan olarak atamıştı.
Bayrou, yeni bütçe dönemine girilirken resmi tatillerin azaltılmasını da içeren ve yaklaşık 43 milyar avroluk tasarruf hedefi barındıran 2026 bütçesiyle ilgili Meclis desteğini ölçmek üzere hükümeti güven oylamasına götürme kararı almıştı. Ancak kamuoyundan ciddi tepkiler alan bu tasarruf planı, hükümetin düşmesiyle rafa kalkmış oldu.
