Bakan Kacır, "Bağlantısallığın Yeni Çağı Forumu"nda konuştu
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, bölgede yaşanan sıcak çatışmaların, ülkelerin kendi teknoloji ihtiyaçlarını karşılama gerekliliğini bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti. "Önümüzdeki dönemde gerçekleştireceğimiz yeni hamlelerle hiçbir ülkenin Türkiye'ye karşı en ufak bir saldırı düşüncesini aklının ucundan dahi geçiremeyeceği bir caydırıcılık seviyesine ulaşacağız." dedi.
TÜRKSAT tarafından düzenlenen ve Anadolu Ajansının Global İletişim Ortağı olduğu "Bağlantısallığın Yeni Çağı Forumu", Bakan Kacır ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu'nun katılımlarıyla Ankara Ticaret Odası (ATO) Congresium Kongre ve Sergi Merkezi'nde gerçekleştirildi.
Kacır, etkinlikte yaptığı konuşmada, son 20 yıl içinde fırlatma maliyetlerinde yaşanan büyük düşüşün, uzay çalışmalarında yeni bir dönemi başlattığını ifade etti. Günümüzde 80'den fazla ülkenin tarım, sağlık, haberleşme ve bilgi teknolojileri gibi çeşitli alanlarda uzay bilimleri ve teknolojilerinden yararlanmak için yatırım yaptığını belirtti. Afet yönetimi, kamu hizmetleri, ulaşım ve tarım gibi birçok alanda yenilikçi hizmetlerin temelini oluşturan uyduların ülkeler için önemli olduğunu vurguladı. Kacır, "Hızla gelişen teknolojiler, düşen fırlatma maliyetleri ve tek roketle çoklu uydu gönderme imkanları sayesinde, uydu sektörü adeta kabuk değiştiriyor." şeklinde konuştu ve ardında gelen yenilikçiliğin ivme kazanmasını sağladığını ekledi. Küçük ve mikro uyduların, tüketici tercihlerinde daha fazla yer bulmasına olanak sağladığını ve özel sektör ile girişimcilerin uydu alanında aktif rol almasını teşvik ettiğini sözlerine ekledi.
Türksat 7A uydumuzun çalışmalarına başladık
Kacır, özel sektörün liderliğinde gerçekleştirilen uydu yatırımlarının haberleşme altyapısında devrim niteliğinde gelişmelere yol açtığını belirtti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde son 23 yılda yapılan çok boyutlu adımlarla Türkiye’nin uydu teknolojileri alanındaki paradigma değişimini avantajlı bir duruma getirecek insan kaynağı ve altyapıya sahip olduğunu dile getirdi. BİLSAT ve RASAT uydularından GÖKTÜRK 2B’ye kadar geçen süreci paylaşan Kacır, şu ifadeleri kullandı:
"Yüzde 90'ın üzerinde yerlilik oranıyla ürettiğimiz ve geçtiğimiz ay Türk Hava Kuvvetleri'nin envanterine giren GÖKTÜRK 2B ile dünyanın hiçbir noktasından kısıt olmadan görüntü alabiliyoruz. Alçak irtifa yörüngede çalışan yer gözlem uydularımızın ardından, yer sabit yörüngede görev yapan haberleşme uydumuz Türksat 6A ile kabiliyetlerimizi bir üst aşamaya taşıdık. Güç elektroniklerinden uçuş bilgisayarına, yıldız izlerden tepki tekeri ve elektrikli itki sistemine kadar 24 farklı kategoride, 84 ekipmanı yerli imkanlarla geliştirdiğimiz uydumuzda yüzde 80'in üzerinde yerlilik oranına ulaştık. Bugün kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biriyiz."
Türksat 6A'nın devreye alınmasıyla, uydu teknolojilerindeki tarihi bir dönüm noktasını geride bıraktıklarını aktaran Kacır, stratejik gereksinimler doğrultusunda yeni atılımlara devam edeceklerini söyledi. Ayrıca, yüksek hızlı veri iletim kapasitesine ve esnek kapsama özelliklerine sahip olan Türksat 7A uydusunun çalışmalarının başladığını duyurdu. Uydunun üst düzey yerlilik oranına ulaşmayı ve milli sistemlerin sürekliliğini sağlamayı hedeflediklerini ifade etti. “Yeni nesil takım uydularımız İMECE-2 ve İMECE-3 ile uzaydan yüksek çözünürlüklü gözlem yeteneklerimizi daha da geliştireceğiz.” dedi.
Milli uydu şirketi yolda
Kacır, hızlı yörünge uydularının üretiminde özel sektörün kapasitelerini artıracak ve uydu ekosistemine yeni katılımcılar kazandıracak Rekabet İşbirliği Programı Uydu Geliştirme Çağrısı'nın yoğun ilgi gördüğünü aktardı. Kamuda mevcut kapasiteyi tek çatı altında toplayacak milli uydu şirketinin kuruluş çalışmalarının son aşamalara geldiğini vurguladı. "Mühendislik kabiliyetleri, insan kaynağı ve altyapısıyla küresel rekabet gücüne sahip olacak şirketimizle, halihazırda gözlem uydularında yüksek katma değerli ekipmanların ihracat kabiliyetimizi sistem bazında derinleştireceğiz. Türkiye'yi küresel uydu pazarında önde gelen oyuncular arasında yer aldıracağız." diyen Kacır, uzayda Türkiye'nin vizyonunu ortaya koyan Milli Uzay Programı çerçevesinde Ay Misyonu’na yönelik AR-GE ve üretim yeteneklerini değerlendirdiklerini aktardı. Kendi mühendisleri ve bilim insanlarının geliştirdiği milli itki sistemine sahip bir uzay aracıyla Ay’a ulaşmayı ve Bölgesel Konumlama ve Zamanlama Sistemi’ni gerçekleştirerek stratejik kazanımlar elde etmeyi hedeflediklerini sözlerine ekledi. Ayrıca, Ankara'da uzay girişimlerinin gelişimini desteklemek amacıyla bir uzay teknoparkı açılacağını ve uzaya bağımsız erişimi güvence altına alacak bir uzay limanı kurulacağını bildirdi. "Güçlü ve tam bağımsız bir Türkiye'nin yerini uzayda sağlamlaştırmaya devam edeceğiz." değerlendirmesini yaptı.
Kacır, teknolojik yeterlilik yarışının artık geopolitik bir mücadeleye, bir "teknoloji savaşına" dönüştüğü konusunda uyardı. "Etrafımızda yaşanan sıcak çatışmalar, teknoloji ihtiyaçlarını kendi imkanlarıyla karşılayamayan ülkelerin ayakta kalamayacağı bir döneme girdiğimizin belirtisidir." değerlendirmesinde bulundu. Kacır, Türkiye'nin bu koşullarda güçlü üretim ve teknoloji geliştirme altyapısı ile savunma sanayiinde yaptığı atılımlarla sahada etkin ve masada söz sahibi bir ülke konumunda olduğunu söyledi. "Önümüzdeki dönemde gerçekleştireceğimiz yeni hamlelerle hiçbir ülkenin Türkiye'ye karşı en ufak bir saldırı düşüncesini aklının ucundan dahi geçiremeyeceği bir caydırıcılık seviyesine ulaşacağız." dedi. Uzay kuvvetlerinin tartışıldığı bir dönemde, Türkiye'nin uzaydaki varlığını milli ve özgün teknolojilerle oluşturmanın, ülkenin bağımsızlığını ve geleceğini güvence altına almanın önemli bir hedef olduğunu vurguladı.
Türksat 7A, İMECE, GÖKTÜRK-3 gibi yeni uydu projelerini Türkiye'nin uzay alanındaki AR-GE ve mühendislik kabiliyetlerinin daha ileriye taşınması için tarihi bir fırsat olarak değerlendiren Kacır, “Bu doğrultuda atılacak her adımın destekçisi ve savunucusu olacağız. İnancım odur ki, uzay ekosistemimizin tüm paydaşlarıyla birlikte, uydu teknolojilerine öncülük eden ve yön veren bir Türkiye inşa edeceğiz. Bugün burada, yurt dışından katılan değerli misafirlerimiz var. Hem kendilerine hem de tüm paydaşlarımıza şu gerçeği belirtmek istiyorum: Türkiye, birlikte çalışabileceğiniz en güvenilir ortaktır. Ancak Türkiye asla sadece ürün satılacak bir müşteri ya da salt hizmet satılacak bir kullanıcı olarak düşünülmemelidir. AR-GE, inovasyon ve üretim yetenekleriyle Türkiye, uzay ve uydu teknolojilerinde etkin bir varlık göstermektedir. Tabii ki uluslararası işbirliklerine açığız, fakat teknoloji geliştirme ve üretim konularında etkin rol almak da önceliğimizdir." dedi.