Çin'deki Dunhuang şehri, artık sadece tarihi İpek Yolu’nun değil, geleceğin enerji yollarının da kavşağı. Burada yükselen 263 metrelik ikiz kuleler, çevresini saran tam 12 bin dev aynadan topladıkları güneş ışığıyla modern dünyanın en çarpıcı enerji sahnelerinden birini sunuyor.
Aynaların Dansı: Heliostat Sistemi
Bu sistemin kalbinde “heliostat” adı verilen dev aynalar var. Gün boyu güneşi takip eden bu aynalar, topladıkları ışığı kulelerin zirvesine odaklıyor. Yoğunlaşan ışık, kule içinde özel bir tuzu 565°C gibi akıl almaz bir sıcaklığa ulaştırıyor.
Ortaya çıkan erimiş tuz, adeta dev bir termal batarya gibi davranıyor: ısıyı saatlerce saklıyor, güneş battığında veya gökyüzü bulutlarla kaplandığında bile elektrik üretimini kesintisiz sürdürüyor. Böylece tesis, yalnızca gündüz değil, 7/24 çalışıyor.

Elektriğin Gece Gündüz Yolculuğu
Bu görkemli tesis yalnızca göz kamaştırıcı bir manzara değil; aynı zamanda on binlerce haneye ışık götüren bir kaynak. Yıllık 390 GWh üretim kapasitesi ve 11 saatlik tam kapasite enerji depolama kabiliyetiyle, güneş enerjisinin en büyük açmazı olan “süreklilik” sorununa etkileyici bir yanıt veriyor.

Çin’in Enerji Vizyonu VE DOĞU TÜRKİSTAN POLİTİKASI
Dunhuang’daki bu dev yapı, Çin’in yenilenebilir enerjiye verdiği önemin en somut göstergesi. Fosil yakıtlara karşı güvenilir bir alternatif geliştirme iradesi, bu projede ete kemiğe bürünüyor. Çölün ortasında yükselen kuleler temiz ve sürdürülebilir bir gelecek için atılmış dev bir adımı temsil etse de, söz konusu tesislerin ve yatırımların Çin Halk Cumhuriyeti tarafından Sinchiang adıyla isimlendirdiği Doğu Türkistan topraklarında kurulması ve bu tesisler üzerinden Uyguların ve topraklarının işgal altında baskılanması, Uygur Türklerinin yanı sıra Türk dünyasında da tepkilere neden oluyor.
