Gündem Atlas Ekonomi Türkiye'de İşsizlik Oranı Düşerken Geniş Tanımlı Sorunlar Devam Ediyor!

Türkiye'de İşsizlik Oranı Düşerken Geniş Tanımlı Sorunlar Devam Ediyor!

2025'in ilk çeyreğinde Türkiye'de işsizlik %7,9 ile 25 yılın en düşük seviyesine indi; ancak geniş tanımlı işsizlik %29,4'e yükseldi. Yatırım ortamındaki belirsizlik ve düşük işgücüne katılım sorunları, istihdam yaratımını olumsuz etkiliyor. Hükümet reformlar öneriyor.


Türkiye'de İstihdam, Yatırım ve İşsizlik Durumu 


Ankara, 22 Mayıs 2025 - Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve diğer resmi kaynaklardan alınan verilere göre, 2025 yılının ilk çeyreğinde Türkiye'nin işgücü piyasası ve yatırım ortamı, ekonomik büyümedeki dalgalanmalara rağmen belirli bir istikrar sergiliyor. Ancak, geniş tanımlı işsizlik oranlarındaki yükseklik ve yatırım ortamındaki belirsizlikler, dikkatle izlenmesi gereken unsurlar olarak öne çıkıyor.

İşsizlik oranı ve işgücü istatistikleri

TÜİK'in 2025 yılı Mart ayı verilerine göre, mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı %7,9 seviyesinde gerçekleşti. Bu oran, son 25 yılın en düşük seviyesi olarak kaydedildi ve Orta Vadeli Program (OVP) hedefleriyle uyumlu bir seyir izliyor. İstihdam edilenlerin sayısı 32 milyon 597 bin kişi, istihdam oranı ise %49,2 olarak açıklandı. İşgücüne katılım oranı %53,4 seviyesinde olup, toplam işgücü 35 milyon 404 bin kişi olarak belirlendi. Mevsim etkilerinden arındırılmamış verilerde ise işsizlik oranı %8, istihdam oranı %48,3 ve işgücüne katılım oranı %52,5 olarak gerçekleşti.

 geniş tanımlı işsizlik oranı (atıl işgücü oranı), yani iş aramaktan vazgeçenler ve eksik istihdam edilenleri de kapsayan oran, 2025 yılı ilk çeyreğinde %29,4'e yükseldi. Bu, bir önceki yıla göre 5,6 puanlık bir artış anlamına geliyor ve işgücü piyasasında yapısal sorunların devam ettiğini gösteriyor. Özellikle genç işsizlik oranı, %17,4 ile yüksek seyrini koruyor; bu oran erkeklerde %14,3, kadınlarda ise %23,2 olarak kaydedildi.

İstihdam ve işgücüne katılım

2025 yılı ilk çeyreğinde istihdam endeksi yıllık bazda %1,4 artış gösterdi. Ancak, sanayi ve hizmet sektörlerinde istihdamın gerilediği, ücretli çalışan sayısında düşüş yaşandığı belirtiliyor. İşgücüne dahil olmayanların sayısında ise 788 bin kişilik bir artış gözlendi. Kadınların işgücüne katılım oranı, %31,3 ile erkeklerin (%65,7) oldukça gerisinde kalmaya devam ediyor. Bu durum, Türkiye'nin OECD ülkeleri arasında işgücüne katılım oranı en düşük üçüncü ülke olmasında önemli bir etken.

Türkiye'de işgücüne katılımı artırmak için önerilen politikalar arasında, yüksek istihdam maliyetlerinin düşürülmesi, kadınların işgücüne katılımını teşvik edecek çocuk bakım desteklerinin artırılması ve vasıflı işgücü yetiştirilmesine yönelik eğitim düzenlemeleri yer alıyor. Erken emeklilik uygulamalarının azaltılması ve emeklilik yaşının uzatılması da işgücüne katılımı artırıcı etki yaratabilir.

Yatırım ortamı

Türkiye'de yatırım ortamı, 2023 ve 2024 yıllarında yaşanan ekonomik dalgalanmaların etkisiyle karmaşık bir tablo sergiliyor. 2024 yılında doğrudan yabancı yatırım girişleri 4,7 milyar ABD doları seviyesinde sabit kalırken, portföy girişleri bir önceki yıla göre iki katına çıkarak 12 milyar ABD dolarına ulaştı. Ancak, ekonomik büyüme hızının 2024'te %3,2'ye düşmesi ve 2025'in ilk çeyreğinde daha da yavaşlaması, yatırım ortamını zorlaştırıyor.

Türk Lirası'nın reel efektif döviz kuru bazında %21,6 değer kazanması, ihracatı baskılarken, ticaret açığının %23 azalmasıyla cari açık 2024'te 10 milyar ABD dolarına (GSYH'nın %0,8'i) geriledi. Buna rağmen, TCMB'nin döviz rezervleri Mart 2025 itibarıyla 38 milyar ABD dolarına düştü, bu da kur istikrarını koruma çabalarının rezervler üzerindeki baskıyı artırdığını gösteriyor.

KOBİ'ler, düşük maliyetle istihdam yaratma ve ekonomik dalgalanmalara karşı direnç gösterme kapasiteleriyle, yatırım ve istihdam yaratımında önemli bir rol oynuyor. Ana sanayi-yan sanayi ilişkisinin güçlendirilmesi ve teşviklerin bu alana yönlendirilmesi, yeni istihdam alanları yaratılması açısından kritik görülüyor.

Zorluklar ve öneriler

Türkiye, 2023 depremlerinin ekonomik etkilerini hafifletmeye yönelik çalışmalarını sürdürüyor. Depremler, 1,9 milyon konutta hasara yol açarken, yeniden inşa süreçleri inşaat sektöründe büyümeyi destekliyor. Ancak, yüksek enflasyon (%47,09), TL'nin değer kaybı ve üretkenlikteki uzun vadeli düşüş eğilimi, ekonomik büyümeyi zorlaştırıyor.

Uzmanlar, işgücü piyasasının dışında kalan bireylerin yüksek enflasyondan korunması için hedefe yönelik sosyal koruma programlarına ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor. Ayrıca, eğitim sisteminin kalifiye eleman yetiştirme kapasitesinin artırılması ve kayıt dışı istihdamın azaltılması için vergi ve prim yüklerinin gözden geçirilmesi öneriliyor.Türkiye, 2025 yılında işsizlik oranında önemli bir düşüş kaydetse de, geniş tanımlı işsizlik ve düşük işgücüne katılım oranı gibi yapısal sorunlarla karşı karşıya. Yatırım ortamındaki belirsizlikler ve ekonomik büyümedeki yavaşlama, istihdam yaratma kapasitesini sınırlıyor. Hükümetin OVP hedefleri doğrultusunda uyguladığı politikalar, işsizlikte düşüş sağlasa da, daha kapsayıcı ve sürdürülebilir bir ekonomik büyüme için kadınların işgücüne katılımının artırılması, eğitim reformları ve yatırım teşviklerinin güçlendirilmesi gerekiyor.

Yorumlar
Aşağıdaki görselde işlemin sonucu kaçtır
Captcha Image
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *