Brüksel’de Yüksek Düzeyli İklim Diyaloğu
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Brüksel’de düzenlenen Türkiye-Avrupa Birliği (AB) Yüksek Düzeyli İklim Diyaloğu Üçüncü Toplantısı’nın ardından önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin sadece iklim değişikliğiyle sınırlı kalmaması gerektiğini vurgulayan Kurum, ekonomi, sanayi, ticaret ve dış politikada da işbirliğinin artırılmasını hedeflediklerini belirtti.
İklim Hedefleri ve Ortak Çalışma Grupları
Kurum, Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda kararlı adımlar attığını ifade ederek, AB ile iklim değişikliği alanında yürütülen görüşmelerin önemine dikkat çekti.
“AB ile iklim değişikliği alanında bu görüşmeleri yapmak, ülkemizin 2053 net sıfır emisyon hedefleri doğrultusunda ortak çalışma grupları kurmak, yine iklim finansmanına erişim noktasında bu çalışmaları yürütmek bizim için çok kıymetli ve değerli.”
dedi. Ayrıca, sınırda karbon düzenlemesi gibi konularda yeni çalışma grupları kurulacağını açıklayan Kurum,
“Yeni çalışma grupları kuruyoruz. Sınırda karbon düzenlemesiyle alakalı iklim müzakerelerine yeni çalışma gruplarını da ekleyeceğiz.”
diye konuştu.
AB ile Çok Yönlü İşbirliği Vurgusu
Bakan Kurum, AB Komisyonu’nun İklim, Net Sıfır ve Temiz Büyümeden Sorumlu Üyesi Wopke Hoekstra ile gerçekleştirdiği görüşmede, Türkiye’nin AB’ye aday bir ülke olmasının ötesinde bir Avrupa ülkesi olduğunu vurguladı.
“İşbirliğini hemen hemen her alanda artırmayı hedefliyoruz. Biz AB'ye aday bir ülkeyiz. AB'ye aday olmakla birlikte bir Avrupa ülkesiyiz. Dolayısıyla buradaki ilişkilerimizi sadece iklim bağlamında değil, ekonomide, sanayide, ticarette, dış politikada da yürütmemiz gerektiğini kendilerine ifade ettik.”
dedi. Kurum, AB ile 200 milyar doları aşan ticaret hacmini daha da güçlendirecek adımlar atılmasını ve yeni teknolojilerle AR-GE faaliyetlerinin ortak yürütülmesini arzu ettiklerini belirtti.
Türkiye’nin COP31 Adaylığı
Kurum, Türkiye’nin BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin 31. Taraflar Konferansı’na (COP31) ev sahipliği adaylığına da değindi.
“Adaylığımızla ilgili düşüncelerimizi paylaştık ve Türkiye'nin niye aday olması gerektiğini ifade ettik. Yani daha adil hem bölgemizde hem de AB’nin sınırlarında, komşu Orta Doğu'daki yaşanan gelişmeleri de dikkate aldığımızda eşit, hakkaniyetli, kimsenin geride bırakılmadığı bir COP başkanlığı süreci yürütmek istediğimizi ifade ettik.”
dedi. Türkiye’nin daha önce İngiltere, Fransa ve Almanya gibi ülkelerin COP başkanlıklarını desteklediğini hatırlatan Kurum, COP31 başkanlığının Türkiye’nin hakkı olduğunu vurguladı.
Ticaret ve İklimde Ortak Hedefler
AB ile ticaret hacminin artırılması ve iklim değişikliğiyle mücadelede ortak hedefler doğrultusunda çalışılmasının önemine işaret eden Kurum,
“AB ile 200 milyar doları aşan bir ticaret hacmimiz var. Burada da bu ticaret hacmini artıracak, güçlendirecek, iklim değişikliği ile alakalı yeni teknolojileri hep birlikte yakalayacağımız, AR-GE faaliyetlerini hep birlikte yapacağımız aslında ortak dili, ortak yaşamı hep birlikte sürdüreceğimiz bir çalışmayı ve bu çalışmayı da tüm sektörlerimizde güçlendirmeyi arzu ediyoruz.”
değerlendirmesinde bulundu.
Verimli Görüşmeler ve Gelecek Hedefleri
Kurum, toplantının oldukça verimli geçtiğini ve hemen hemen her konunun istişare edildiğini belirtti.
“Oldukça verimli, oldukça güçlü bir görüşme gerçekleştiğini düşünüyorum. Hemen hemen her konuyu konuştuk, istişare ettik ve çok önemli kararları aldık.” dedi. Bakan Kurum’a temaslarında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Fatma Varank, Ticaret Bakan Yardımcısı Mustafa Tuzcu ve Türkiye’nin AB nezdindeki Daimi Temsilcisi Büyükelçi Faruk Kaymakcı eşlik etti.

