BM Soruşturma Komisyonu’nun Raporu
Birleşmiş Milletler (BM) İşgal Altındaki Filistin Toprakları Hakkında Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu, BM İnsan Hakları Konseyi’nin 60. Oturumu’nda, İsrail’in Gazze Şeridi’nde soykırım yaptığını belgeleyen bir rapor sundu. Raporda, İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de gerçekleştirdiği eylemlerin, 1948 Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nde tanımlanan beş soykırım eyleminden dördünü içerdiği belirtildi. Komisyon, İsrail’in Filistinlilere yönelik öldürme, ağır bedensel veya zihinsel zarar verme, yaşam koşullarını kasıtlı olarak kötüleştirme ve doğumları engelleme amaçlı eylemler gerçekleştirdiğini tespit etti. Komisyon Başkanı Navi Pillay,
“Komisyon, İsrail’in Gazze’deki soykırımdan sorumlu olduğunu tespit etti. (İsrail’in) Soykırım Sözleşmesi’nde belirtilen kriterleri karşılayan eylemlerle Gazze’deki Filistinlileri yok etme niyetinin olduğu açık,”
ifadeleriyle raporun bulgularını özetledi.
İsrail’in Sorumluluğu ve Liderlerin Rolü
Rapor, İsrail’in siyasi ve askeri liderlerinin soykırım eylemlerine doğrudan veya dolaylı olarak katıldığını ortaya koydu. İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Başbakan Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın soykırımı kışkırttığı belirtilirken, İsrailli yetkililerin bu kışkırtmaları cezalandırmak için harekete geçmediği vurgulandı:
“Bu nedenle Komisyon, İsrail devletinin, Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilere karşı soykırımın önlenmesindeki başarısızlıktan, soykırım işlemesinden ve soykırım faillerinin cezalandırılmamasından sorumlu olduğu sonucuna vardı.”
Pillay, İsrail’in yaklaşık iki yıldır Gazze’de Filistinlileri yok etme amacıyla bir soykırım kampanyası yürüttüğünü ve bu suçların en üst düzey yetkililere dayandığını ifade etti: “Bu vahşet suçlarının sorumluluğunun, yaklaşık 2 yıldır Gazze’deki Filistinlileri yok etme amacıyla bir soykırım kampanyası düzenleyen en üst düzey İsrailli yetkililere ait olduğunu vurgulayan Pillay, İsrail’in, soykırım eylemlerini soruşturmaması ve suçlu olduğu iddia edilen failleri yargılamaması nedeniyle soykırımı önlemede ve cezalandırmada başarısız olduğunun da altını çizdi.”
Uluslararası Topluma Çağrı
Komisyon, uluslararası toplumu, İsrail’in Gazze’deki soykırım eylemlerini durdurmaya çağırdı ve BM üyesi ülkelere, soykırımda kullanılabilecek silah ve teçhizat transferlerini durdurmaları, soykırıma karışan kişi ve şirketlere karşı soruşturma başlatmaları tavsiyesinde bulundu. Pillay, uluslararası toplumun sessiz kalmasının suç ortaklığı anlamına geleceğini vurguladı:
“Uluslararası toplum, İsrail’in Gazze’de Filistin halkına karşı başlattığı soykırım kampanyasına sessiz kalamaz. Soykırımın açık işaretleri ve kanıtları ortaya çıktığında, bunu durdurmak için harekete geçilmemesi suç ortaklığı anlamına geliyor.”
Ayrıca,
“Tüm devletler, Gazze’deki soykırımı durdurmak için makul ölçüde ellerinde bulunan tüm araçları kullanma konusunda yasal bir yükümlülük altında,”
diyerek devletlerin sorumluluğunu hatırlattı. Rapor, İsrail’in Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD) geçici tedbir kararlarını ve uluslararası kuruluşların uyarılarını görmezden geldiğini de eleştirdi.
Gazze’deki İnsani Kriz ve Talepler
Rapor, İsrail’in Gazze’deki “açlık politikasına” son vermesi, ablukayı kaldırması ve insani yardımların engelsiz bir şekilde ulaştırılmasını sağlaması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, BM personeli ve uluslararası insani yardım kuruluşlarının bölgeye erişiminin engellenmemesi gerektiği belirtildi. Komisyon, ABD-İsrail güdümlü “Gazze İnsani Yardım Vakfı”nın faaliyetlerinin derhal durdurulmasını talep etti. Pillay, harekete geçilmemesinin her gün daha fazla can kaybına yol açacağını ve uluslararası toplumun güvenilirliğini zedeleyeceğini ifade etti:
“Bu konuda harekete geçilmemesinin her gün daha fazla can kaybına neden olacağını ve uluslararası toplumun güvenilirliğini zedeleyeceğini belirten Pillay, İsrail’in, Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD) geçici tedbir kararlarının yanı sıra BM üyesi ülkeler, BM kuruluşları, insan hakları örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarının uyarılarını açıkça görmezden gelerek Gazze’deki Filistinlilere yönelik yıkım stratejisini sürdürdüğünü vurguladı.”

