Gündem Atlas Gündem Düzce'de bağımlılık mücadelesine doğayla destek "Doğada SAMBA" projesi başladı

Düzce'de bağımlılık mücadelesine doğayla destek "Doğada SAMBA" projesi başladı

Düzce'deki "Doğada SAMBA" projesi, madde bağımlısı bireylerin doğada fiziki aktivitelerle rehabilitasyonunu sağlıyor. Uzmanlar eşliğinde gerçekleştirilen oturumlar, bağımlılıkla mücadeleyi destekleyerek, katılımcılara zihinsel ve fiziksel iyileşme fırsatı sunuyor.

Haberleri

Düzce’de denetimli serbestlik kapsamındaki madde bağımlısı yükümlüler, doğanın iyileştirici gücünden faydalanarak bağımlılıkla mücadele ediyor. Uzmanlar eşliğinde gerçekleştirilen “Doğada SAMBA” projesi, fiziksel aktiviteler ve eğitimlerle yükümlülerin zihinsel ve fiziksel iyileşme sürecini hızlandırıyor.

Düzce Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nün, Sigara Alkol ve Madde Bağımlılığı Müdahale Programı’nı (SAMBA) doğaya taşıyarak hayata geçirdiği “Doğada SAMBA” projesi, yükümlülerin kentin doğal güzellikleri arasında eğitim ve sportif faaliyetlere katılmasıyla dikkat çekiyor. Yükümlüler, doğanın sakinleştirici atmosferinde stresle başa çıkarken, psikolog ve sosyal hizmet uzmanlarının rehberliğinde bağımlılıkla mücadele konusunda bilgilendiriliyor.

Düzce Belediyesi, Düzce Üniversitesi, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Yeşilay Danışmanlık Merkezi, Düzce Ticaret ve Sanayi Odası ile Beyköy Belediyesi’nin destek verdiği proje, 10 oturumdan oluşuyor. Oturumların 7’si, kentteki botanik bahçeler, tabiat parkları ve mesire alanlarında düzenleniyor.

Düzce Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimli Serbestlik Müdürü Lütfullah Ateş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, denetimli serbestlik sisteminin 2005’ten beri Türkiye’de uygulandığını belirterek, “Denetimli serbestlik uygulamaları çok güzel amaç ve vizyonlar üzerine kurulmuş bir sistem. Ceza adalet sisteminde iki çeşit cezalandırma yöntemi vardı, biri adli para cezası diğeri hapis cezası yöntemi. Buna alternatif olarak yeni infaz yöntemi geliştirildi ve bunun adına denetimli serbestlik diyoruz.” dedi.

Ateş, kentte onlarca kişinin kamu kurumlarında çalıştığını ve yaz aylarında okulların boya işlerinin yapıldığını ifade ederek, sistemin disiplin kazandırmayı ve sosyal uyumu artırmayı hedeflediğini vurguladı. Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesi kapsamında madde bağımlısı kişilerin tedavi süreçlerinin planlandığını aktaran Ateş, 

“TCK 191 kapsamında madde bağımlısı kişilerin kurumlara yönlendirilmesi söz konusu. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları verildiği zaman 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri verilir. Bu süre içinde mahkemesince ve cumhuriyet başsavcılığınca uygun görülen kişilerin tedavisi yaptırılır ve sonrasında kalan süreç planlanır. Bu plan içerisinde kişiyi daha iyi tanımak için bireysel görüşmeler yapılır. Sonrasında ise SAMBA projesi dediğimiz sigara, alkol ve madde bağımlılığının zararları hususunda grup çalışmaları yapıyoruz.” 

diye konuştu. Akademisyenlerin katkısıyla hazırlanan projeye 20 yıllık denetimli serbestlik tecrübesini eklediklerini belirten Ateş, şu ifadeleri kullandı: 

“Dolayısıyla 20 yıllık tecrübeye sahip kendi uzmanlarımızın da birikimleriyle bu projede çok güzel geri dönüşler alıyoruz. Grup çalışmalarını kapalı ortamda, seminer şeklinde yürütürdük. Dünyada var olan bir gerçek var, bu ekoterapi dediğimiz bir sistem. Dünya literatürüne baktığımız zaman bunun örneklerini görebiliyoruz ama Türkiye’de bunun bir ilk olduğunu biliyoruz. Yükümlülerle bugüne kadar böyle bir çalışma olmamıştı. Doğa kendi içerisinde bir denetim mekanizması aslında. Stresi azaltabiliyor, kişinin dinginleşmesini sağlayabiliyor. Biz ‘Acaba bu mekanizmadan faydalanarak eğitimlerimizin daha kuvvetli olmasını sağlayabilir miyiz’ hedefi içerisinde bu projeye girdik. Bugün yedinci oturumu uyguluyoruz. Geriye dönük 6 oturuma baktığımızda çok iyi geri dönüşler aldığımızı gördük. İnşallah toplamda 10 oturumu başarıyla tamamlarız ve sonucunda Türkiye’ye örnek olabilecek farklı bir rehabilitasyon sistemini sunmuş oluruz.”

Her oturumun farklı doğal alanlarda gerçekleştirildiğini belirten Ateş, “Düzce’mizin cennetten bir köşe olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla her bir doğal güzellikten faydalanıyoruz. Bunu yaparken de tek başımıza değiliz. Kültür fizik hareketleri, atölye süreçlerinde üniversite, çeşitli dernek ve kurumlardan eğitmen ve uzman desteği alıyoruz. Kendi kurumumuzda verdiğimiz eğitimleri buralarda veriyoruz. Antrenörler, öğretim görevlileri eşliğinde kültür fizik hareketleri, doğa yürüyüşleri, halat çekme, tenis, basketbol gibi sosyal ve sportif yönü kuvvetlendirecek etkinlikler oluyor.” dedi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *