İYİ Parti Grup Toplantısı: Dervişoğlu'ndan KKTC'ye Destek ve Hükümete Sert Eleştiri
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda KKTC Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman'ı tebrik ederek, Kıbrıs Türk halkının bağımsız devlet statüsüne vurgu yaptı.
"KKTC Cumhurbaşkanı atanmış bir vali değildir, bağımsız bir Türk devletinin adil ve özgür seçimler sonucu seçilmiş devlet başkanıdır"
diyen Dervişoğlu, Türkiye'nin KKTC'ye saygı göstermesi gerektiğini belirtti. Konuşmasında Suriye tezkeresi, ekonomi politikaları ve yolsuzluk soruşturmalarını da eleştiren Dervişoğlu, "Terörsüz Türkiye" sürecindeki Diyarbakır yürüyüşünü kınadı. Toplantı, İYİ Parti'nin milliyetçi duruşunu ve muhalefet rolünü pekiştirdi.
KKTC Seçim Sonuçlarına Tebrik ve Bağımsızlık Vurgusu
Dervişoğlu, konuşmasına KKTC'nin 19 Ekim 2025'te yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman'ın zaferini kutlayarak başladı. Resmi olmayan sonuçlara göre Erhürman, yüzde 62,80 oy oranıyla (84 bin 630 oy) mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ı (yüzde 35,77, 48 bin 208 oy) geride bırakarak seçimi kazandı. Katılım oranı yüzde 62,83 olarak gerçekleşen seçimde, Erhürman'ın "Dış politika Türkiye'yle yakın istişareyle yürütülecek" açıklaması, Ankara ile uyumu işaret etti.
Dervişoğlu, seçim sürecinde Türkiye'den bazı aktörleri "esefle" izlediklerini belirterek, "KKTC'nin bağımsızlığına önce Türkiye'nin saygı duyması gerekir" dedi. Seçim sonuçlarını "federasyon ile bağımsız devlet arasında referandum" gibi sunmanın düşmanları sevindireceğini savunan Dervişoğlu,
"Kıbrıs Türk halkının bir devleti vardır ve garantörü de Türkiye Cumhuriyeti'dir. Bu hakikat öylesine köklü, öylesine güçlüdür ki ne tek bir seçimle değişir ne de değiştirmeye kimsenin gücü yetebilir"
ifadelerini kullandı. Devlet aklı ve ahlakı olanların bu gerçeği bilmesi gerektiğini ekledi.
Bu tutum, İYİ Parti'nin Kıbrıs politikasını netleştirirken, Erhürman'ın sol eğilimli zaferinin Türkiye-KKTC ilişkilerinde yeni bir dönemi işaret ettiğini gösterdi. Dervişoğlu,
"KKTC'yi mafya, kumar ve kara para cenneti olarak tanımlamaya çalışanlara karşı namus borcumuz var"
diyerek, adanın stratejik önemini savundu.
Suriye Tezkeresine Eleştiri: Güvenlik ve Denetim Şart
Dervişoğlu, TBMM Genel Kurulu'nda 21 Ekim'de kabul edilen Irak ve Suriye tezkeresinin süresini 30 Ekim 2025'ten itibaren 3 yıl uzatan Cumhurbaşkanlığı tezkeresine değindi.
"Suriye ile yapılacak herhangi bir anlaşma, Türkiye'nin toprak ve nüfus güvenliğinin hilafına olamaz"
diyen Dervişoğlu, hükümete üç kritik soru yöneltti: Tezkere kapsamında kurulacak mekanizmalarda Türkiye'nin gözetimi nasıl sağlanacak? Zafiyetler nasıl önlenecek? Anlaşmaların sınır güvenliğine etkisi ne olacak?
"Bir mekanizma kurulması elzem; aksi takdirde büyük zafiyetler doğar" uyarısında bulunan Dervişoğlu, İYİ Parti'nin milli güvenlik odaklı yaklaşımını ortaya koydu. Bu eleştiri, "Terörsüz Türkiye" sürecindeki hassasiyeti yansıtırken, muhalefetin tezkerelere yönelik denetim talebini güçlendirdi.
Ekonomi Politikalarına Sert Çıkış: Faiz Baronları Abat Edildi, Çiftçi Unutuldu
Ekonomiye odaklanan Dervişoğlu, 2026 bütçesini ve faiz yükünü hedef aldı. Bu yıl faiz giderlerinin 40 milyar dolara (1.662 milyar TL) yükseldiğini, artışın yüzde 82 olduğunu belirten Dervişoğlu, "Çocukların öğle yemeğinden kesmişsin, emeklinin maaşına el koymuşsun, vergileri toplamışsın ama faizi tercih etmişsin. Türk insanını değil, faiz baronlarını abat etmişsin" dedi.
Tarımsal destekleri eleştiren Dervişoğlu, 2006 Tarım Kanunu'na göre çiftçiye milli gelirin yüzde 1'i (15 milyar dolar) destek verilmesi gerektiğini ancak hükümetin sadece 4,9 milyar dolar ayırdığını söyledi.
"Bu ihmal değil, tercihtir: Üretimi değil ithalatı, çiftçiyi değil faizi seçen bir anlayış"
diyen Dervişoğlu, tarlaların boşaldığını, gıdaya erişimin zorlaştığını vurguladı. Bütçe açığının 2,7 trilyon lira olduğunu belirterek,
"Rakamlar yalan söylemez ama bu bütçe yalan söylüyor. Enflasyon hedefi gerçek dışı"
eleştirisi yaptı.
Dervişoğlu, faizi besleyen değil üretimi büyüten, istihdamı destekleyen bir bütçe talep etti. Borsadaki çöküş ve birikimlerin erimesi üzerine TBMM'de denetim komisyonu kurulmasını istedi.
Yolsuzluk Soruşturmalarına Çağrı: Adalet Gecikmesin, Masumiyet Varsayımı Korunsun
Usulsüzlük iddialarına değinen Dervişoğlu, Meclis'te araştırma komisyonu kurulmasını ve tüm aktörlerin denetimini talep etti.
"Kamu gücünü kullanarak manipülasyon yapan herkes hesap versin; denetim milletle paylaşılmalı"
dedi. Bazı belediyelere yönelik yolsuzluk soruşturmalarında, "Suç varsa cezasız kalmamalı ama adalet gecikmemeli. Aksi ispatlanana kadar herkes masumdur. Tutukluluk cezaya dönüşmemeli" diyerek, hukukun üstünlüğünü savundu.
Bu bölüm, İYİ Parti'nin şeffaflık ve adalet vurgusunu öne çıkardı; muhalefetin yargı süreçlerindeki rolünü güçlendirdi.
Diyarbakır Yürüyüşüne Tepki: Türk Vatandaşlığını Parçalatmayacağız
Dervişoğlu, DEM Parti'nin Diyarbakır'daki "özgürlük yürüyüşü"nü eleştirdi. "Biz kardeşlik, eşitlik, hürriyet, cumhuriyet diyeceğiz. Ey yanlış yolun şaşkın yolcuları, size rağmen Türk vatandaşlığını parçalatmayacağız" dedi. "Kalkınmış, demokratik Türkiye'yi Türkmen'iyle, Kürt'üyle, Alevi'siyle, Sünni'siyle büyük Türk milleti olarak payidar kılacağız" diyerek, birlik ve beraberlik mesajı verdi.
Bu sözler, "Terörsüz Türkiye" sürecindeki kutuplaşmaya yanıt niteliğindeydi; İYİ Parti'nin kapsayıcı milliyetçiliğini yansıttı.
Grup Toplantısının Geniş Etkisi: Milliyetçi Muhalefetin Sesi
Dervişoğlu'nun konuşması, İYİ Parti'nin 22 Ekim 2025 grup toplantısında milliyetçi ve ekonomi odaklı duruşunu netleştirdi. KKTC zaferi üzerine Ankara'nın tepkileri tartışılırken, Dervişoğlu'nun sözleri ittifak arayışlarını da etkiledi. Erken seçim çağrısı yapan Dervişoğlu, "Erdoğan'ı Meclis'ten kaçmamaya davet ediyorum" diyerek, bütçe sunumunda hesap verme talebini yineledi.
Toplantı, İYİ Parti'nin 40 milletvekiliyle muhalefetteki ağırlığını artırdı; sosyal medyada #KKTCBağımsızDeğil mi etiketiyle yankı buldu. Dervişoğlu, "Devlet mevzisini terk etmeyeceğiz" diyerek, partinin vizyonunu özetledi.
