MİT Başkanı Kalın: terörsüz Türkiye hedefine adım adım yaklaşıyoruz
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın, Türkiye'nin 40 yıldır mücadele ettiği terör sorununun sona yaklaştığını vurgulayarak, “Terörsüz Türkiye” sürecinin Türkiye için tarihi bir eşik olduğunu belirtti.
Kalın’dan öğrencilerle anlamlı buluşma
İbn Haldun Üniversitesi tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen ve “Geliştiren kültür ve iklim” temasını işleyen İbn Haldun Akademi’nin kapanış dersini MİT Başkanı İbrahim Kalın verdi. Türkiye’nin farklı şehirlerinden gelen öğrenci ve mezunlarla bir araya gelen Kalın, güncel gelişmelerin yanı sıra “Terörsüz Türkiye” vizyonu üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Terörsüz Türkiye büyük bir kurtuluş hamlesidir
Kalın, Türkiye'nin yaklaşık 40 yıldır süren terör sorunuyla verdiği mücadelenin artık son aşamaya geldiğini ifade etti. “Terörsüz Türkiye” sürecinin, ülkenin büyük bir prangadan daha kurtulma adımı olduğunu dile getiren Kalın, bu sürecin Türkiye’yi daha güçlü, özgüvenli ve bağımsız bir geleceğe taşıyacağını söyledi.
Köklere bağlı kalarak dünyaya açılmak
Konuşmasında yerli ve milli olmanın önemine de değinen Kalın, “Nasıl yerli ve milli olmak kendimizi dünyaya kapatmak anlamına gelmiyorsa, dünyaya açılmak da özümüzden, köklerimizden, değerlerimizden vazgeçmek anlamına gelmez” dedi. Türkiye’nin çok yönlü kimliğini koruyarak küresel ölçekte daha etkili bir aktör olabileceğini vurguladı.
Türkiye artık tarihin akışını şekillendiriyor
İbrahim Kalın, yerli ve milli olma anlayışının Türkiye’yi kendi ayakları üzerinde duran, bağımsız kararlar alabilen bir ülke konumuna taşıdığını belirtti. Türkiye’nin bulunduğu coğrafi ve siyasi konjonktür nedeniyle dış politikada daha aktif bir rol üstlendiğine dikkat çeken Kalın, “Artık tarihin akışını suyun kenarında izleyen değil, o akışı şekillendiren bir Türkiye var” ifadelerini kullandı.
Toplumun tüm kesimlerine çağrı
Kalın, bu dönüşümün yalnızca siyasi değil toplumsal bir mesele olduğuna işaret ederek, sanatçıların, aydınların, kanaat önderlerinin, bireylerin ve gençlerin sürece aktif katılımının önemine değindi. “İç dinamizmini kaybetmeden, dünyanın değişimini yakalayabilen bir Türkiye'nin geleceği çok daha parlak olacak” dedi.