Sanatçı Selçuk Küpçük'ün 2024 yılında Muhsin Yazıcıoğlu Kültür Sanat Ödülüne lâyık görülen "Türk Sinemasında Politik Milliyetçilik" adlı araştırma tezi, Loras Yayınları tarafından kitaplaştırıldı.

“Türk Sinemasında Politik Milliyetçilik, sinema tarihimiz içerisinde eksik bırakılan parçayı gün yüzüne çıkarma çabasıdır" ifadesiyle başlayan tanıtım bülteninde Türk sineması ile milliyetçilik düşünceleri arasındaki bağlama yönelik derin bir hülâsaya yer verildi:
“Ulusal, Devrimci, Milli Sinema gibi 1970’lerde biçimlenmeye başlayan arayışlar karşısında dönemin etkin aktörlerinden ‘politik milliyetçi’ aksın sinemaya ilişkin tutumunun bu zamana kadar sisler arasında kalıp, görülmediği tartışma götürmez. Bu mahfilin kendi mevzisinden -Yeşilçam dâhil- bahsi geçen arayışlara yönelik itiraz veya zihinsel katkıları, gazete-dergi sayfalarına yansıyan metinleri ve üretimleri hakkında yeterli bilgi, doküman, yazılı-görsel kaynağın literatüre aktarılmadığını söylemek mümkün.
CKMP’nin 1965 seçimleri için yayımladığı kitapçıkta sinemaya özel atıflarda bulunulması, 67’de ‘Milliyetçi Sinema’ adlandırmasının konuşulması, Yeşilçam’ın iki önemli oyuncusunun CKMP’ye bağlı kamplarda sinema eğitimi vermesi, 1976’da ‘Milli Ülkücü Sinema Cephesi Bildirisi’nin yayınlanması, Berker İnanoğlu ve Osman F. Seden gibi Türk sinemasının önemli isimlerinin 1977 yılında MHP’ye üye olmaları, MTTB Sinema Kulübü’ndeki ayrışma neticesinde Ülkücü gençlerin kendi şirketlerini kurup film çekmeleri, Töre Musıki, Folklor, Eğitim Derneği (TÖMFED) bünyesinde sinema, tiyatro, fotoğrafçılık kurslarının verilmeye başlanması gibi birçok bilgi ve belgeden hareketle politik sinema tarihimizin yeniden okunmaya muhtaç olduğunu görüyoruz. ‘Türk Sinemasında Politik Milliyetçilik’ kitabının ardından şu berraklaşıyor ki, 1960’lardan günümüze sarkan ‘Türk Sineması’ inşa çabasının bir tarafında politik milliyetçi mahfilin arayışları ve katkıları da söz konusudur."
“Türk Sinemasında Politik Milliyetçilik”, ülkedeki sinema sektörüne her ne kadar milliyetçi düşünce hâkim olmasa da Malkoçoğlu'ndan son dönem tarihî dizi ve sinema filmlerine değin sektördeki milliyetçilik düşüncesine dair ciddi bir sosyolojik tespitler bütününü gözler önüne sermesi cihetiyle dikkatleri üzerine çekiyor.

Selçuk Küpçük kimdir?
Antalya'nın Alanya ilçesinde doğdu. Sırasıyla Ordu Gülyalı İlkokulu (1983) ve Ortaokulu (1986) ile Ordu Lisesinde (1989) öğrenim gördü. Gazi Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Bölümünü 1993'te bitirdi. 1996 yılından itibaren çeşitli kurumlarda psikolojik danışman olarak çalıştı. Arkadaşlarıyla birlikte iki ayda bir yayımlanan Kumyazıları (Kasım 1999-Şubat 2003, 14 sayı) adlı edebiyat dergisinin çıkarılmasına öncülük etti. Alaaddin Özdenören, Cahit Zarifoğlu, Müştehir Karakaya, İlhami Atmaca, Mustafa Özçelik, Ali Akbaş ve Mustafa İslamoğlu gibi şairlerin şiirlerini besteledi. Selçuk Küpçük'ün besteleri başta Hasan Sağındık ve Selda Bağcan olmak üzere pek çok sanatçı tarafından seslendirildi. Ankara Üniversitesi DTCF Halkbilimi Bölümünde hazırlanan "Halk Ozanlığından Kent Ozanlığına Geçiş" (2007) adlı bir bitirme tezine konu oldu. Türkiye Yazarlar Birliği üyesidir.
İlk şiiri 194 yılında Kırağı adlı şiir degisinde yer alan Selçuk Küpçük daha sonra Merdiven Şiir, Sonra Edebiyat, Yedi İklim, Karagöz, Kitap Zamanı, Yenidünya, Dergâh, Granada, Hece, Ayraç, Sonsuzluk ve Birgün, Kavram Karmaşa, Ada ve Kertenkele gibi dergilerde şiir, politika, eleştiri, müzik ve kitap tahlili yazıları yayımlamıştır. Şiirleri 2004 yılında Kirletilmiş Ölümler Kitabı adı altında bir araya gelmiştir. Mustafa Kurt, Sonsuzluk ve Bir Gün dergisindeki yazısında onun şiirini şu cümlelerle değerlendirmiştir: "Tarihsel bir lügâtle söylüyor şiirlerini Küpçük. Güne ve bireye ait konularda bile bu söyleyiş, yeni biçimler ve sözler aramıyor. Bunun en önemli sebebi şairin olaylara ve durumlara baktığı perspektirifin 'tarihi bir düzlem' içinde konumlanmış olması. Bir anlamda dünyayı ve olup biteni bir aynanın yansımalarından okuyor Küpçük. Dolayısıyla da kitapta yer alan hemen hemen bütün şiirler, bu 'bu detansı dil'in atmosferini taşıyor." (Kurt 2005). Küpçük, Modern Türk Şiirinde Bellek Arayışı (2013) adlı incelemsinde Türkiye’nin geçirdiği sosyolojik, siyasal, kültürel ve edebi tarihi merkez alarak, poetik bir tartışma yürütmeye çalışır. Batıcı Türk modernleş(tir)mesi ve bu pratiğin topluma uyguladığı hegemonya karşısında şiirimizin geliştirdiği farklı pozisyonları özellikle Sol, Sosyalist, Kemalist ve İslamcı edebi oluşumlar açısından çözümlemeyi amaç edinen kitabın, 1950’lerden günümüze uzanan yakın dönem tarihsel birikimimizi anlama konusunda okura yeni koridorlar araladığı da söylenebilir.
Türkiye Edebiyat Dergileri Atlası (2015) 1983-2010 yılları arasında yayımlanmış ve kapanmış dergilerin yayın yönetmenleri/editörleri ile yazar ve şair Selçuk Küpçük’ün yaptığı söyleşileri içermektedir. Toplam 40 söyleşinin yer aldığı kitap söz konusu zaman diliminde yayımlanmış farklı edebî kimlikler taşıyan dergiler bağlamında bir dönemin edebiyat iklimini gözlemlenebildiği gibi, sosyolojik ve kültürel dinamiklere de aşina olunabilmektedir. Alanında ilk olan bu çalışmada, yalnız kültür ve sanatın merkezi kabul edilen üç büyük ilimizde çıkan dergiler değil, Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde edebiyat dünyamızı renklendiren dergiler de mercek altına alınmaktadır. Türk modernleşmesinin ortaya çıkardığı arızî durumları müzik hareketleri ve isimler üzerinden çözümlemeye çalışan Aşk ve Teselli Susma’nın Müzikal Poetiği (2018) Neşet Ertaş’tan Orhan Gencebay’a, Cem Karaca’dan Sezen Aksu’ya, Bülent Ortaçgil’den Ahmet Kaya’ya, Erkan Oğur’dan Cengiz Kurtoğlu’na, Bergen’den Gündoğar’a kadar ses evrenimizin estetik haritasında farklı adreslere ulaşarak Türkiye’nin geçirdiği dönüşümlerin öyküsünü anlatmaktadır.
(Kaynak: Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü)