Kültür Mirasına Adanmış Bir Hayat
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı (TÜYEK) ve İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA) işbirliğiyle düzenlenen “Yazmaların Peşinde Bir Ömür: Nuri Arlasez” sergisi ve kitap tanıtımı, İstanbul Rami Kütüphanesi’nde gerçekleştirildi. Etkinlik, koleksiyoner ve kültür elçisi Nuri Arlasez’in vefatının 25. yılı anısına düzenlendi.
Nuri Arlasez’in Kültürel Mirasa Katkıları
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, törende yaptığı konuşmada Arlasez’in kültürel mirasa olan katkılarını vurguladı:
“TÜYEK Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanemize bağışlanan, tarihi ve sanat değeri çok yüksek 329 nadide el yazması, hat sanatımızın büyük ustalarının el emeği göz nuru 350 hat levhası, Topkapı Sarayı’na bağışlanan ve ayrı ayrı her biri sanat eseri olan 232 işleme, IRCICA’ya bağışlanan 11 binden fazla fotoğraftan oluşan bir arşiv ve şahsi mektuplar... İşte bu muazzam rakamların, ilimden sanata uzanan tarihi ve kültürel bu eşsiz hizmetin altında imzası olan isimdir Nuri Arlasez.” Ersoy, Arlasez’i yalnızca bir koleksiyoner değil, kültür mirasını nesilden nesile aktaran bir elçi olarak tanımladı.
“Nuri Arlasez ülkemizde bu köprüyü ayakta tutmaya, o bağı koruyup gelecek kuşaklara aktarmaya ömrünü adamıştır. Onun tutkusu kültür hafızamıza nice eser kazandırmış, onu zenginleştirip derinleştirmiştir. Nuri Arlasez bütün bunları büyük bir fedakarlıkla, titizlikle, maddi varlığının tamamını, kendisine bir miktar dahi ayırmadan, bağışlarını sarf ederek yapmıştır. Bizler onu sadece bir koleksiyoner olarak değil, kültür mirasımızı omuzlayıp nesilden nesile ulaştıran bir elçi olarak görüyoruz”
dedi.
Vefa ve Kültürel Mirasın Korunması
Ersoy, Arlasez’in mirasına duyulan vefayı vurgulayarak, “Yazmaların Peşinde Bir Ömür: Nuri Arlasez sergi ve kitabı da merhumun kültürel mirasımıza derin sadakatine duyduğumuz vefa borcumuzun bir nişanesidir. IRCICA da arşivindeki fotoğraflardan yaptığı seçkiyi ve merhum Nuri Bey’in ünlü düşünür Arnold Toynbee ile mektuplaşmalarını istifademize sunarak bu sergi ve kitabın vücuda gelmesine çok değerli bir katkı sunmuştur.
Kendilerine teşekkür ederken, ifade etmek isterim ki bu çalışmalar Nuri Arlasez’in engin birikiminin, özveri ve fedakarlıkla taçlandırılmış kültür ve medeniyet yolculuğunun mütevazı bir belgesidir. O, ait olduğu medeniyetin kutlu mirasına derin bir tutku duymuş, sahip çıkıp, vefa göstermiştir. Bilinsin ki milletimizin değerlerine vefa gösterenler daima vefa görmüştür, bundan sonra da daima görecektir” diye konuştu.
TÜYEK’in Yazma Eserlere Yönelik Vizyonu
Bakan Ersoy, Türkiye’deki yazma eserlerin TÜYEK çatısı altında toplanması gerektiğini ifade etti: “O çatının da TÜYEK olması gerektiğine inanıyoruz. Halihazırda Başkanlığımız, koleksiyonundaki yüz binlerce yazma ve nadir eserle İslam ve Türk-İslam tarihinin bütün asırlarının, siyasi, kültürel ve etki coğrafyasının en büyük entelektüel hafızasını muhafaza etmektedir.” TÜYEK’in, eser sayısı, tarihi değeri ve uzman kadrosuyla dünyanın en büyük yazma eser kurumlarından biri olduğunu belirtti.
Ersoy, “455 bin eserin dijitalinin araştırmacıların istifadesine sunulduğu www.yek.gov.tr’nin dünyanın en büyük yazma eser sitesi olduğunu” vurguladı. 2012’den bu yana 251 eserin, toplamda 337 cilt ve 237 bin 629 sayfalık bir külliyat olarak yayımlandığını, 2025’te ise 78 panel, sergi, konferans ve çalıştay düzenlendiğini ekledi.
Yazma Eserlerin Korunması ve Devri
Ersoy, yazma eserlerin korunması ve dijitalleştirilmesi çalışmalarının devam ettiğini, haziran sonuna kadar 406 yazma eser ve 907 nadir matbu eserin satın alındığını, 271 yazma eser ve 1823 nadir matbu eserin ise bağışlandığını belirtti. Ayrıca, “Bakanlığımıza bağlı bütün müze kütüphanelerimizdeki yazma eserlerin TÜYEK’e devri ile ilgili kararı imzaladık. Komisyonlar çalışmalarına başladı. En kısa sürede devir işlemleri tamamlanacak. Başkanlığımıza devredilen kitapların, yine kendi alanında dünyanın en önde gelen kurumlarından biri olan Süleymaniye Kütüphanemizde depolanacağını da özellikle belirtmek isterim” dedi. Özel koleksiyonların da TÜYEK’e devredilmesi gerektiğini vurgulayan Ersoy, “Kendi özel koleksiyonuna sahip bütün kurumlar eğer ki yazma eserlerin en iyi şekilde korunmasını ve onlardan istifade edilmesini istiyorlarsa ellerindeki eserleri TÜYEK’e devretmeli. Açık konuşalım, bazılarının durumu maalesef hiç de iç açıcı değil. Depolama koşulları son derece yetersiz. Ne uzman var ne restoratör” diye ekledi.
Nuri Arlasez’in Milli Duruşu
IRCICA Genel Direktörü Mahmud Erol Kılıç, Arlasez’in milli duruşuna dikkat çekti: “‘Ben bunları Japon’a mı, Fransız’a mı, Alman’a mı satayım?’ dememiş ve bunların yurt içinde kalmasını sağlamış. Bu yönüyle örnek bir şahsiyet olarak görüyorum.” Kılıç, Arlasez’in bağışladığı 11 binden fazla fotoğrafın önemine vurgu yaparak, “Bu fotoğraflar 150 yıl evvel çekilmiş fotoğraflar değil. 40 sene, 50 sene evvel çekilmiş fotoğraflar ve hüzünle seyredeceksiniz İstanbul’u. Başta İstanbul olmak üzere biz nasıl mahvettik o güzelim şehri 40 yılda? Çok değil, özellikle ahşap binaların fotoğraflarını çok çekmiş. Belki ileride IRCICA olarak sırf İstanbul’un eski ahşap binaları diye Nuri Bey’in fotoğraflarından bir sergi bile düşünmeye başladım” dedi.
İstanbul’un Vefası ve Arlasez’in Mirası
İstanbul Valisi Davut Gül,
“İstanbul vefa demek. İstanbul coğrafi güzellik anlamında çok kıymetli bir şehir. Ama daha kıymetli olan İstanbul’daki kültür ve sanat adamları. İstanbul’a değer katan bütün kültür ve sanat adamlarına müteşekkiriz. Bunların kıymetinin bilinmesi, zaman zaman hatırlatılması ve yeni nesillere gösterilmesi vefanın göstergesi”
dedi. TÜYEK Başkanı Coşkun Yılmaz ise,
“Süleymaniye’ye TÜYEK’e emanet edilen eserler hassasiyetle korunuyor. Bağışlayanlar hayırla yad ediliyor. ‘Ey yaşayanlar! Raflarımız, dolaplarımız, kütüphanelerimiz... Kurumlarımız ve sizler buyurun.’ diye çağrımızı yapmak, diğer yönüyle onlara hürmet, vefa göstermek, bizden sonrakilere güzel örnekler, numuneler bırakmak”
ifadelerine yer verdi.
Arlasez’in Bağışları ve Koleksiyonun Zenginliği
Arlasez’in 1991’de Süleymaniye Kütüphanesi’ne bağışladığı koleksiyon, 329 yazma, 350 hat levhası, murakkalar, belgeler ve nadir matbu eserlerden oluşuyor. Bu eserler arasında, İstanbul’un dönüşüm sürecinde sahaflardan ve çeşitli koleksiyonlardan toplanan kıymetli yazmalar, hat sanatının ustalarının eserleri, icazetnameler, meşkler, yazı kalıpları, Fars, Arap ve Türk edebiyatının seçkin örnekleri, dua mecmuaları ve belge niteliğindeki fotoğraflar yer alıyor. IRCICA’ya bağışlanan 11 binden fazla fotoğraf ve Arnold Toynbee ile mektuplaşmalar da serginin ve kitabın zengin içeriğini oluşturuyor.


