TAV Güvenlik, havalimanlarında uygulanan güvenlik prosedürlerine dair önemli değerlendirmelerini kamuoyuyla paylaştı.
TAV Güvenlik Genel Müdürü Turgay Şahan, havalimanlarındaki güvenlik uygulamalarının, özellikle sıvı, aerosol ve jel ürünlere yönelik kısıtlamaların, yolcular arasında yüksek merak uyandırdığını belirtti.
Açıklamaya göre, Milli Sivil Havacılık Güvenlik Programı, yolcu kabininde taşınabilecek sıvı, aerosol ve jel maddelerine ilişkin sınırlamaları belirlemektedir. Bu düzenlemeler, genel hatlarıyla 100 ml hacmindeki kaplarla taşıma zorunluluğu ve bu kapların 1 litrelik şeffaf, kapanabilir poşet içerisinde bulunması gerekliliğini içerir. Bu kısıtlamaların asıl amacı, sıvı patlayıcılar ve diğer tehlikeli maddelerin uçağa sokulmasını engellemektir. Bu yasaklar, genellikle güvenlik kontrol noktalarında yolcuların yanlarında taşıdığı ürünler için geçerlidir.

Duty Free mağazalardan alınan sıvı ürünler için ise özel istisnalar mevcuttur. Bu ürünlerin satışında, gümrüksüz mağaza standartları, kontrollü tedarik zinciri, güvenlik mühürlü poşetler ve belge zorunluluğu gibi sıkı güvenlik protokolleri uygulanmaktadır. Milli Sivil Havacılık Güvenlik Programı'nın belirlediği yasaklar, güvenlik kontrolünden geçmemiş, dışarıdan getirilen potansiyel risk taşıyan maddeleri hedef alırken, güvenlik tahditli alanlarda satılan ürünler ise kontrollü bir süreçten geçirilip özel güvenlik önlemleriyle paketleniyor ve bu satışlar mevzuata uygun ve uluslararası standartlara uygun olarak gerçekleştiriliyor.
Güvenlik önlemlerinin bir parçası olarak, güvenlik personeli tarafından öngörülemeyen durumlarla başa çıkmak için hiçbir alarm vermeyen yolcular bile rastgele ek taramalara tabi tutulabiliyor. Bu durum, sistemin sürekli olarak öngörülemeyen tehditlere karşı hazırlıklı olmasını sağlıyor. Havalimanında güvenlik seviyeleri her gün değişiklik gösterirken, özellikle yoğun dönemlerde bu seviyenin artırılabileceği, her 8 yolcudan birinin de rastgele kontrol edilebileceği belirtildi.
Elektronik cihazların karmaşık yapıları nedeniyle X-ray tarayıcılarında net görüntü alınmasının zorlaştığı, dizüstü bilgisayarların içerisine gizlenmiş tehlikeli ya da yasa dışı maddelerin "elektronik karmaşa" olarak adlandırılan görüntü kirliliği nedeniyle fark edilememe riski taşıdığına dikkat çekildi. Bu nedenle, elektronik eşyaların güvenlik kontrolü sırasında valizlerinden ve muhafazalarından ayrı olarak taranması talep ediliyor.
Güvenlik şüpheleri durumunda, güvenlik görevlileri yolculardan cihazı açarak çalıştırmalarını isteyebiliyor. Bu uygulama, gizli düzeneklerin tespit edilmesini sağlamanın yanı sıra güvenlik risklerini de minimize ediyor.
Uluslararası havacılık otoriteleri, yıllara yayılan araştırmalar ve risk analizleri neticesinde 6 santimetreyi güvenlik sınırı olarak belirlemiş bulunuyor. Bu sınır, potansiyel tehditlerin büyüklüğünü minimize etmek amacıyla bilimsel bir yaklaşım ile oluşturulmuş bir ölçüdür. 6 santimetreden uzun bıçak veya kesici aletler, kısıtlı alanlarda güvenlik ihlali durumunda daha ciddi yaralanmalara yol açabilir.
TAV Güvenlik Genel Müdürü Turgay Şahan, havalimanlarında her güvenlik prosedürünün herkesin güvenliği için tasarlandığını belirtirken, havalimanı güvenliğinin tek bir taramadan fazlası olduğunu, çok katmanlı bir savunma sistemi olarak işlediğini vurguladı. Terminal girişindeki ilk X-ray taramasının temel bir ön kontrol sağladığını ifade eden Şahan, hava tarafı güvenlik kontrol noktasındaki ayrıntılı inceleme ve cihazların çalıştırılması talebinin, güvenlik risklerinin ortadan kaldırılmasını hedeflediğini açıkladı. Şahan,
"Bu ek kontroller, potansiyel tehditleri yakalama olasılığını artırır ve kötü niyetli girişimlerin güvenlik sistemini aşmasını daha da zor hale getirir. Tüm bu prosedürlerin amacı, hepimizin güvenliğini garanti altına almak ve uçuşlarımızın kesintisiz bir şekilde devamını sağlamaktır."
şeklinde konuştu.