Gündem Atlas Sinema & TV İkinci Uluslararası Afet Filmleri Festivali (UAFF) Ankara'da ilk söyleşiyle başladı

İkinci Uluslararası Afet Filmleri Festivali (UAFF) Ankara'da ilk söyleşiyle başladı

İklim krizi kapsamında düzenlenen UAFF söyleşisinde uzmanlar, medyanın panik yaratmaktansa çözüm odaklı haberciliğe yönelmesi gerektiğini vurguladı. Bilim temelli habercilik ve toplumda umut yaratmanın önemi vurgulandı. Yanlış bilgi ve yapay zekanın risklerine de dikkat çekildi.

İklim krizinde paniği önleme rehberi: Medya, felaket haberciliğinden çözüm odaklı yayıncılığa geçmeli

UAFF söyleşisinde uzmanlardan uyarı: “Medya, paniği değil, çözümü büyütmeli”

 ANKARA – Uluslararası Dijital Medya ve Enformasyon Derneği ile ANDA Derneği işbirliğiyle düzenlenen İkinci Uluslararası Afet Filmleri Festivali (UAFF) kapsamında gerçekleştirilen söyleşide, iklim krizi haberciliğinde medyanın sorumluluğu ve etkisi masaya yatırıldı. İkinci Uluslararası Afet Filmleri Festivali (UAFF) kapsamında düzenlenen söyleşide, iklim krizi haberciliğinde medyanın sorumluluğu ve etkisi ele alındı.

 Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Mustafa Böyük ve Anadolu Ajansı Çevre ve Tarım Haberleri Müdürü Hale Aydoğmuş, iklim krizinin artık durdurulması değil, etkilerinin azaltılması için harekete geçilmesi gerektiğini vurguladı. Uzmanlar, medyanın yalnızca kriz duyuran değil, aynı zamanda çözüm sunan bir rehber olması gerektiğinin altını çizdi.

Gündem Atlas/ Saraçoğlu Gençlik Merkezi 

Felaket haberciliği, toplumu ya umutsuzluğa, ya paniğe sürüklüyor

 Söyleşide, iklim olaylarının artışıyla birlikte medyanın kullandığı dilin toplumsal etki gücünün daha kritik hâle geldiği belirtildi. Felaketlerin yalnızca sonuçlarına odaklanan yayıncılığın, toplumda iki tür tehlikeli sonuç doğurduğuna dikkat çekildi: Panik duygusunu tetiklemek ve paniğe kapılmayanlarda bile yılgınlık ve umutsuzluk yaratmak. Bu olumsuz döngünün kırılması için medyanın sonuçları aktarmakla yetinmeyip nedenlere ve çözümlere yönelmesi gerektiği ifade edildi.

 Anadolu Ajansı’nda çözüm odaklı habercilik anlayışını benimsediklerini aktaran Hale Aydoğmuş, “Altında çözüm önerisi olmayan hiçbir haberi kabul etmiyoruz” dedi. Aydoğmuş, üzerinde durdukları habercilik yaklaşımının üç temel ilke üzerine kurulu olduğunu ifade etti.

 Aydoğmuş’a göre çözüm önerileri gazeteci değil, konunun uzmanı bilim insanları tarafından sunulmalı, bireyin sahibi olduğu gücü hatırlatmalı, örneğin musluk sızıntılarının yılda ne kadar su kaybına yol açtığı gibi somut verilerle vatandaşın bireysel etkisi görünür kılınmalı ve ilham veren başarı hikâyeleriyle, örneğin güneş paneli kurarak enerji üreten ve su ihtiyacını karşılayan çiftçilerden bahisle “Biz yapabiliriz” duygusunu besleyen öykülere yer verilmeli.

İklim haberciliği artık bir uzmanlık alan: Bilim temelli olmak şart

 İklim ve çevre haberciliğinin spor ya da sağlık muhabirliği gibi tematik bir uzmanlık alanı olduğuna dikkat çekildi. Dr. Mustafa Böyük, haberciliğin mutlaka akademik kaynaklardan beslenmesi ve bilimsel verilere dayanması gerektiğini vurguladı. Bilim insanlarınca hazırlanan uzun ve karmaşık raporların, gazeteciler tarafından kamuoyunun anlayabileceği bir dile dönüştürülmesi gerektiğini söyleyen Böyük, bu süreçte bilimsellikten uzaklaşmama zorunluluğunun altını çizdi.

 Ayrıca akademik çalışmaların çoğunun yalnızca dergilerde kaldığını belirten Böyük, YÖK tarafından kurulan Bilim İletişimi Ofislerinin, bilimsel bilgiyi toplumla buluşturma hedefiyle kurumsal bir boşluğu doldurduğunu ifade etti.

Dezenformasyon ve yapay zekâ: Kriz anlarının yeni tehlikesi

 Panelde, kriz dönemlerinde yanlış bilginin resmi açıklamalardan bile hızlı yayılabildiği vurgulandı. Bu nedenle medyanın doğruluğu her zaman hızdan önde tutması gerektiği belirtildi.

 Söyleşide, yapay zekâ teknolojilerinin habercilikte oluşturabileceği riskler ise şu başlıklarda öne çıktı: Yapay zekâ halüsinasyonları: Uydurma verilerin gerçekmiş gibi sunulma riski, yanlış verilerin kurumlar tarafından kullanılması durumunda, bu bilgilerin tekrar gerçek veri havuzuna karışma ihtimali ve yapay zekânın gazeteciler için yalnızca asistan niteliğinde kullanılmasının gerekliliği.

 Söyleşide ayrıca, sosyal medya algoritmalarının kaliteli içeriklerin görünürlüğünü azaltarak habercilerin daha fazla çaba sarf etmesine neden olduğu da dile getirildi.

 UAFF, toplumsal bilinç için güçlü bir sanat dili sunuyor

Uzmanlar, Uluslararası Afet Filmleri Festivali gibi etkinliklerin iklim krizi konusunda kamuoyunda farkındalık oluşturmak için önemli bir “yumuşak güç” olduğunu belirtti. Sinemanın dramatik anlatım gücünün, kimi zaman uzun açıklamalardan bile daha etkili mesajlar verebildiği ifade edildi.

 Panelde, “Bazen tek bir fotoğraf karesi, onlarca konuşmadan daha güçlüdür” denilerek, afet filmlerinin ve görüntülerinin gelecek nesillere bırakılan kültürel bir kayıt niteliği taşıdığı vurgulandı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *