Olağanüstü Kongre ve Şampiyonluk Hedefi
Fenerbahçe Kulübü’nde 20-21 Eylül’de gerçekleştirilecek olağanüstü seçimli genel kurul öncesinde başkan adayı Sadettin Saran, Türkiye Spor Yazarları Derneği’nin (TSYD) İstanbul Levent’teki merkezinde bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıya yönetim kurulu listesinde yer alan isimlerle katılan Saran, göreve gelmeleri durumunda öncelikli hedeflerinin futbolda lig şampiyonluğu olduğunu vurguladı:
“Fenerbahçeliler tutulmayan sözlerden yoruldu. Bizim hedefimiz net; futbolda şampiyonluk.”
Saran,
“Önümüzdeki kongre, sadece bir seçim değil. Fenerbahçe’nin geleceği için çok stratejik bir karar. Bizim için temel mesele son 11 yılda yapılamayanları nasıl hayata geçireceğimizdir. Eğer 1,5 yıl içinde futbolda şampiyonluk gelmezse, yeniden aday olmayacağım.”
diyerek kararlılığını ifade etti.
Değişim İhtiyacı ve Yönetim Vizyonu
Saran, Fenerbahçe’nin değişime ihtiyaç duyduğunu belirterek,
“Fenerbahçe’nin değişime ihtiyacı olduğunu görüyoruz ve inşallah değiştireceğiz.”
sözleriyle camiaya umut vadetti. Yönetim kurulu seçiminde genç ve başarılı isimlere odaklandığını ifade eden Saran, eleştirilere yanıt verdi:
“Daha önce büyük isimleri de gördük. Ben yönetim kurulunu seçerken, benden genç olmalarını, başarılı olmalarını dikkate aldım. Hayatı boyunca başarıya ve alkışlanmaya alışmış insanlar, ilk sıkıntıda darmaduman olurlar. Ben yönetimimden memnunum. Birkaç değişiklik olabilir, konuştuklarımız var.
Zaten eksikliğimiz de var, bir aidat sorunu yaşadık. Düşünce kalkmasını bilen bir ekip kurduk. Adama göre görev değil, göreve göre adam düşüncesiyle hareket ettik. Benden sonra Fenerbahçe’ye yararlı olacak insanlar seçmeye çalıştık. Güzel, uzun yıllar birlikte çalışacak bir ekip kurduk. Aynı zamanda eğlenmesini bilen ve kendini çok ciddiye almayan bir ekip.”
Finansal Durum ve Kaynak Yönetimi
Fenerbahçe’nin mali durumu hakkında konuşan Saran, kulübün kaynak sorunu olmadığını, ancak harcama politikalarında sorunlar yaşandığını belirtti:
“Fenerbahçe’nin para sorunu yok, yılda 300 milyon avro gelir var. Aylık 4 milyon avro açık var. Ali Koç, Bankalar Birliği’nden çıkılacağını söyledi. Biz de geri kalan borçları kapatacağız. Bizim birinci önceliğimiz şampiyonluk. Sponsorlar konusunda da çok ilgi var. Fenerbahçe’de kaynak sorunu yok. Senelerdir olmadı, bugün de olmaz. Fenerbahçe’de harcama sorunu var.”
Saran, kulübün 21,5 milyar TL borcu olduğunu da açıkladı:
“Fenerbahçe’nin 21,5 milyar TL borcu var.”
Teknik Direktör ve Futbol Aklı
Saran, Fenerbahçe’nin yeni teknik direktörü Domenico Tedesco’ya tam destek vereceğini belirtti:
“Bu saatten sonra alınan teknik direktör bizim için en iyi teknik direktördür. Biz onunla el ele çalışacağız ve Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız.”
Ancak, eğer takımın başında hoca olmasaydı farklı bir planı olduğunu ifade etti:
“Eğer takımın başında hala hoca olmasaydı, seçimi kazandığımız günün akşamında Aykut (Kocaman) hocayla Volkan (Demirel) hocayı Samandıra’ya davet edecektim.”
Saran, futbol yönetiminde Samandıra ile bağların güçlendirileceğini vurguladı:
“Samandıra’yla kopukluk bugüne kadarki eksiklerden birisiydi. Göreve gelince önce hocayla konuşacağız. Borussia Dortmund günlerinden gelen, futbolu çok iyi bilen, bazı kulüplerin Şampiyonlar Ligi finaline kadar yükselmesine vesile olan birkaç kişiyle futbol aklı oluşturacağız. Şu anda futbolu yönetecek isim, şimdilik benim.”
Birlik ve Beraberlik Mesajları
Saran, camiada birlik ve beraberlik mesajları verirken, bazı kesimlerin engel çıkarmaya çalıştığını iddia etti:
“Biz birlik ve beraberlik derken birileri bakanlığı arıyor, bel altı vuruyor. Ülkede zaten gerginlik, kavga ve dövüş var. Benim ve Ali Koç’un etrafındakilere rağmen şu ana kadar iyi götürdük. İnşallah Aziz Yıldırım’la da görüşeceğiz. Görüşme talebim olacak. Ama adaylık için destek istemeyeceğim. Ben bunu net şekilde söyledim.”
Ayrıca, diğer başkan adayı Hakan Bilal Kutlualp ile birleşme iddialarına açık kapı bıraktı:
“Kapımız açık, ‘Gelmek isterse konuşuruz.’ dedim. Şu ana kadar haber gelmedi.”
Dış Müdahaleler ve Mücadeleci Yaklaşım
Fenerbahçe’ye dışarıdan müdahale olup olmadığı sorusuna Saran, dış etkenlerin varlığını kabul ederken, iç etkenlerin de göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtti:
“Ben eski sporcuyum. 8 sene, günde 4 saat antrenman yapmış, mücadeleyi çok iyi bilen birisiyim. Mücadelede en önemlisi mazeret üretmemek. Burada dış etkenler tabii ki var ama iç etkenler de var. Sadece dış etkenlere bunu bağlamak yanlış olur. Bir kısır döngü var. Belirli yerlere gidiliyor ama alt tabakaya inilmiyor. Özellikle Ankara’da çok güçlü Fenerbahçeliler var. Seçim sürecinde Ankara’da ofis açtık. Herkesin elini sıkacağız, harekete geçireceğiz. Tekmeye kafayla girecek bir takım kuracağız. Geçen sene 2 tane lüzumsuz mağlubiyet almasaydık şampiyonduk. Bu konuda emin olmasaydık bu işe girmezdik.”
Altyapı ve Amatör Branşlar
Saran, altyapı ve amatör branşlarla ilgili vizyonunu da paylaştı:
“Altyapılarda büyük bir yanlış yapılıyor. Altyapılar yarıştırma değil yetiştirme yeridir. Buradan kupa beklemek yanlıştır. Fenerbahçe’de altyapının sorunlarından birisi sporcu bulma değil, yetiştirme sorunudur. Maltepe’de bir proje var ama ufacık çocukların o kadar yol gitmesi doğru değil. Futboldaki başarısızlık buraya gölge düşürdü. Barcelona başkanıyla konuşuyordum, ‘Biz dünya kulübüyüz’ dediğimde alaycı bir bakışı oldu, ‘Siz olimpiyatlara kaç sporcu gönderdiniz, biz 250 sporcu yolladık’ dedim. Bizim için amatör şubeler çok önemli.”
Yayın İhalesi Tartışmaları
Saran, geçmişte yayın ihalesiyle ilgili eleştirilere de yanıt verdi:
“Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi oluyorlar. Bu ihaleye bizi almamaya çalıştılar, buna rağmen girdik. Senelik 65 milyon avroya bitecekken biz 3 seneliğine yarım milyar dolar teklif ettik, ortalık karıştı. Her türlü lobiye rağmen bizim teklifimiz kabul edildi. Sonra onların fiyatı arttı, bize geldiler artıracak mısınız diye. Ama biz zaten bütçemizin üzerinde teklif yapmıştık. Dolayısıyla bizim sayemizde kulüplere 300 milyon dolar ekstra gelir geldi. Bu olayın ardından kendime 50 yaşından sonra kimsenin kapısına gitmeyeceğimi söylemiştim ve gitmedim. Ama Fenerbahçe başkanı olarak gerekirse milletin kapısında yatarım. Hak koruyamadı diyenler ya yarım akıllı ya da kötü niyetli.”
Şeffaflık ve Liyakat Vurgusu
Saran, göreve gelmeleri durumunda şeffaf ve adil bir yönetim sergileyeceklerini belirtti:
“Bu durum ciddi anlamda sorunu azaltacak. Yapıcı eleştiriye çok önem veriyorum. Yıkıcı olmayıp yapıcı eleştiriye kapımız açık. Bana kapıda istifa diye bağıranların kombinesini iptal etmem. Bu iş benim işim değil. Adil ve şeffaf davranırsan, yıkıcı eleştiriyi de yapıcıya çevirebilirsiniz. Bunu biliyorum çünkü zor bir camia.”
Ayrıca, liyakate dayalı bir yönetim anlayışını benimseyeceklerini vurguladı:
“Ben herkesle tanışmak istiyorum. Bütün personelle el sıkışmak istiyorum. Samandıra’da çok vakit geçirmek istiyorum. Bizimle olmayan, iyi Fenerbahçeli olan insanlarla komiteler kurup neler yapılacağını görüşeceğim. Aziz Yıldırım, Mehmet Ali Aydınlar’ı ziyaret edip danışma kurulu kurmak istiyorum. Ali Bey göreve gelince çok isim değiştirdi. Benim için kimi göreve getirdiği önemli değil, liyakat önemli.”
Adaylık Süreci ve Geçmiş Deneyimler
Saran, geçmişte yaşadığı ihraç süreçleri ve adaylık kararına dair şunları söyledi:
“Bazı şeyler benim dışımda gelişti. 2 kez ihraç edildim ve 2016 yılına kadar seçme ve seçilme hakkım yoktu. İlk kongre 2018’di. O zaman da Ali Koç’a büyük teveccüh vardı, ben de kendisini destekledim. Sonrasındaki süreci hatırlıyorsunuz. Camiaya söz vermiştim, şartsız şekilde adayım demiştim. Zamanlama olarak çok doğru bir zamanlama değil ama söz verdim.”
Ayrıca, geçen yılki adaylık sürecinde Ali Koç’la yaşadığı diyaloğu anlattı:
“Ali Koç, ‘Ben bu sene bırakıyorum.’ dedi. Ben de, ‘Ali Bey bırakırsa ben adayım.’ dedim. Yer yerinden oynadı. Sonra Ali Koç’tan randevu istedim. Kendisiyle bir samimiyetim yoktu. Kardeşimle ABD’de aynı okulda okumuşlardı. Ben de kendisine ‘Bırakıyorsanız ben adayım. Hatta sizden daha iyi yaparım.’ dedim. Aday olmak için aday olacak birisi değilim. O dönemde 2-3 gün içinde 500 imza topladık. Sonra büyük olay oldu, ‘Sadettin Saran imza topluyor.’ diye çok konuşuldu, Ali Bey de çıkıp bu konuyu konuşarak bize sahip çıktı. Sonra kendisinin süreci uzadı. Ben bu sürede Conte’yle, Mourinho’yla iletişime geçtim. Sonra kendisini aradım, açmadı. Ben de mesaj attım, bu süreç yıpratıyor diye. Sonrasında arkadaşlarla çıkıp bir tarih verdik. 7 Mayıs’ta şu saate kadar çekilecekseniz biz adayız, kalacaksanız değiliz dedik. Sürenin bitmesine 15 dakika kala aradı ve konuştuk. Dolayısıyla bizim bir vazgeçme durumumuz olmadı. Bugün de bu süreçteyiz.”


