"İyi Değilim, Ama Anlatacak Kadar da Kötü Değilim" Oyununun Prömiyeri Büyük İlgi Gördü
Esra Dermancıoğlu'nun kaleme aldığı ve yönettiği, başrolünde Deniz Karaoğlu ile birlikte yer aldığı yeni tiyatro oyunu "İyi Değilim, Ama Anlatacak Kadar da Kötü Değilim", Zorlu Performans Sanatları Merkezi Turkcell Platinum Sahnesi'nde prömiyerini gerçekleştirdi.
Satsuma prodüksiyonu tarafından hayata geçirilen oyunun yapımcılığını Alara Hamamcıoğlu Bayraktar üstlenirken, müzikler Jamal Aliyev imzası taşıyor. Dram unsurlarıyla kara komedi öğelerini harmanlayan eser, izleyicileri duygusal bir yolculuğa çıkarıyor.
Prömiyer öncesi gazetecilere konuşan Esra Dermancıoğlu, oyunun evli bir çiftin ilişkisini merkeze aldığını vurgulayarak,
"Oyun hem bir evlilik hikayesine hem de aileden kalan duygusal mirasa odaklanıyor. Başlangıçta bir aldatma söz konusu. Bu aldatmaya maruz kalan kadın da bir iç yolculuğa çıkıyor. Söz konusu içsel yolculuk, zamanla bir keşfe dönüşüyor. Oyundaki önemli temalardan birisi de dijitalleşme. Oyun bütün bu süreçle birlikte dijitalleşmenin de hayatımıza yaptığı etkiyi anlatmaya çalışıyor."
şeklinde konuştu.

Oyun, kahramanımızın yaşadığı yalnızlaşma ve içe kapanmanın hikayesini izleyiciye sunuyor
Dermancıoğlu, günümüzün hızlı temposuna işaret ederek, "Bizler, bugünün dünyasında her şeyin çok hızla aktığı, sessizliğin bozulduğu ve dokunmanın yaygınlaştığı bir dönemdeyiz. Oyundaki karakterimizin içsel yolculuğu da onu kendisini kapatmaya, sessizleşmeye götürüyor. Oyun, kahramanımızın yaşadığı yalnızlaşma ve içe kapanmanın hikayesini izleyiciye sunuyor." dedi.
Oyunun otobiyografik unsurlar içermediğini belirten Dermancıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kendimde çok karşılaştığım ve birbiriyle zıt olan fikirleri yazmaya çalıştım. Bir yazar olarak kendi fikirlerinizi oluştururken bu karşıtlıkları sürece katmak zorundasınız. Hikayenin başında kahramanımızdan, 'ten bir tuzaktır' ifadesini duyarız. Bu benim gerçekten de katıldığım bir fikir. İçinde bulunduğumuz dönemde sanatın yerine görüntünün ön plana çıktığını görüyoruz. Bu da bedenin kapanmasına yol açıyor. Oyun bir bakıma bu geri çekilmenin boyutlarını gözler önüne seriyor."
"Kadınları hem duyamıyor hem de duymak istemiyoruz"
Son dönemde iletişim sorunlarının arttığına değinen Dermancıoğlu, "Ben, 'kadınların sessizliği' nitelemesine katılmıyorum. Suçu kadınların üstüne atmaya gerek yok. Kadınları hem duyamıyor hem de duymak istemiyoruz. Oysa yapmamız gereken sadece dinlemek. Dinlemek için de biraz durmak şart. Ne yazık ki şu an dünyamızda çok ses var ve bu durum ise gerçek bir dinlemenin önüne geçiyor." ifadesini kullandı.
Tiyatronun pandemi sonrası dönemde canlandığını dile getiren Dermancıoğlu, şu görüşleri paylaştı:
"Ben kendisine güvenen her oyuncunun tiyatro yapması gerektiğine inanıyorum. Tiyatro yapan insanların popüler olup olmadığı burada önemli değil. Tiyatro yapmak ne yazık ki gerçekten zor. 'Tiyatro yapan aç kalır.' cümlesine bu anlamda katılıyorum. Çünkü burada sektörler arasındaki fark çok büyük. Örneğin televizyon söz konusu olduğunda çok büyük rakamlar var. Tiyatroda prodüksiyonlar gerçekten de çok masraflı. Büyük şirketlerin tiyatroya destek vermesini olumlu buluyorum."
Oyunun ses tasarımını Ozan Yılmaz, ışık ve sahne tasarımını ise Cem Yılmazer hazırladı.
