Ekrem İmamoğlu’nun “bilirkişiyi etkilemeye teşebbüs” davasında duruşma ertelendi
“İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü” soruşturması kapsamında tutuklandıktan sonra görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu’nun, soruşturma ve dava dosyalarında görev alan bir bilirkişiyi hedef gösterdiği iddiasıyla açılan davada yargılanmasına devam edildi. İmamoğlu hakkında bu kapsamda 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
Silivri’deki Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu karşısındaki salonda görülen duruşmaya İmamoğlu ve avukatları katıldı. Ayrıca eşi Dilek İmamoğlu, oğlu Mehmet Selim İmamoğlu, CHP yöneticileri ve çok sayıda izleyici de salonda yer aldı.
İmamoğlu: “Bilirkişiyi eleştirdiğim için yargılanıyorum”
Savunmasında bilirkişinin geçmişte kendisi ve yakın çevresiyle ilgili birçok dosyada görevlendirildiğini söyleyen İmamoğlu,
“Bu davadaki maharetinden sonra kendisine peş peşe görevler verildi”
dedi. Bilirkişinin hızlı şekilde aleyhte raporlar hazırladığını öne süren İmamoğlu, İSPARK, İETT, İSFALT süreçlerinde de aynı kişinin görev aldığını savundu.
Beşiktaş ve Esenyurt belediyelerine yönelik operasyon raporlarının da aynı bilirkişiye ait olduğunu iddia eden İmamoğlu, hakkında yöneltilen suçlamaları reddetti.
Mahkeme mütalaa için dosyayı savcılığa gönderdi
Savunmanın ardından ara kararını açıklayan mahkeme, dosyanın mütalaa hazırlanması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine hükmetti. Duruşma 30 Mart 2026 tarihine ertelendi.
CHP’den açıklama: “8 bin bilirkişi varken tüm dosyalar aynı kişiye veriliyor”
Duruşma sonrası konuşan CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, İstanbul’da binlerce bilirkişi bulunmasına rağmen İmamoğlu ile ilgili neredeyse tüm dosyaların aynı bilirkişiye gittiğini öne sürdü. Günaydın ayrıca İmamoğlu’nun diğer davalarında da sık sık hakim değişikliğine gidildiğini savundu.
İddianameden bölümler
İddianamede, İmamoğlu’nun 27 Ocak’taki basın toplantısında bilirkişinin çeşitli dava ve soruşturmalardaki rolüne ilişkin sözleriyle kamuoyu baskısı oluşturmaya çalıştığı belirtilerek, bu durumun “bilirkişiyi ve yargıyı etkilemeye teşebbüs” niteliği taşıdığı ileri sürülüyor.
Savcılık, İmamoğlu’nun TCK 53. madde kapsamında bazı haklardan yoksun bırakılmasını da talep ediyor.
