Yaylayolu’nun Yaşayan Efsanesi ak ana
Niğde’nin Merkez ilçesine bağlı Yaylayolu Köyü, tarihi 870’li yıllara uzanan, il merkezine yaklaşık 15 kilometre mesafede, tarım ve hayvancılıkla geçinen sakin bir yerleşim. Balîsa (870), Bálbissa (1143) ve Valisa (1500) gibi eski adlarıyla bilinen bu köy, 1968 yılında bir ilke imza atarak Akkadın Yüce’yi muhtar seçti. 8 çocuk annesi olan Akkadın Yüce, Yaylayolu’nun ilk kadın muhtarı olarak, bölgede kadınların siyasal katılımının öncü simgelerinden biri oldu.
Akkadın Yüce, 1968 yılında köyün muhtarlık seçimlerinde adaylığını koyarak, erkek egemen bir toplumsal yapıda cesur bir adım attı. Yaylayolu’nun yaklaşık 200 nüfuslu mütevazı bir köy olduğu o dönemde, Yüce’nin seçilmesi, hem yerel halk hem de Niğde genelinde büyük yankı uyandırdı. Cumhuriyetin kadınlara tanıdığı seçme ve seçilme hakkının kırsalda güçlü bir yansıması olarak, Yüce’nin liderliği, köyün sosyal ve altyapısal gelişimine önemli katkılar sağladı.

Akkadın Yüce, muhtarlık koltuğuna oturur oturmaz köyün sorunlarına el attı. İlk icraatı, köydeki bazı kahvehaneleri kapattırmak oldu. “Köylümün elleri toprağa değsin” diyerek erkekleri çalışmaya teşvik eden Yüce, bu tavrıyla “Erkekleri çalıştıran kadın muhtar” lakabını kazandı. Bu yaklaşımı, köyün sosyal ve ekonomik yapısında bir dönüm noktası yarattı.
Yüce’nin liderliğinde, köy halkı imece usulüyle toplanan yardımlarla köy yollarını yeniletti. Tozlu patikalar, dayanıklı ve kullanışlı yollara dönüştü. Köyün girişine diktirdiği Atatürk büstü ve bayrak direği ise yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda simgesel bir dönüşümün sembolü oldu. Bu girişimler, Yaylayolu’nun hem görünümünü hem de ruhunu yeniledi.

Akkadın Yüce, görevini altyapı ile sınırlı tutmadı. Köye sağlık ocağı kazandırdı, yetim çocuklar için devlet desteği sağlanması adına mücadele verdi. “Açı toku kapıya gelirdi, hükümete hizmet ettim” sözleriyle de o dönemi özetledi. Onun liderliği, yalnızca makamla değil, vicdanla yürütülen bir anlayışın örneği oldu.
Köylüler, Akkadın Abla’yı bir başka yönüyle daha hatırlıyor: Keskin nişancılığı. “Uçan kuşu havada vururdu” diyerek, onun kararlılığını ve cesaretini anlatıyorlar.

Bugün 90’lı yaşlarında olan Yüce, çocuklarının yanında sakin bir hayat sürdürüyor. “Niğde’de duramıyorum artık” dese de gönlü hâlâ Yaylayolu’nda. Onun izleri yalnızca köy yollarında değil, köylülerin hafızasında yaşamaya devam ediyor.
Akkadın Yüce’nin hikâyesi, bir kadının azmiyle nelerin değişebileceğini ve bir köyün yeniden nasıl ayağa kaldırılabileceğini gösteren en güçlü örneklerden biri. O artık sadece bir muhtar değil; Yaylayolu’nun yaşayan efsanesi.
